|
|
Başbakan "Vallahi bırakmam" demiş
Çok sevdiğim birisi "Canın ne zaman sıkılsa, ağzını açıp şöyle bir nefes ver" demişti. "Nefes ver ki sana doldurduğu kötü enerji uçup gitsin." Bu aralar nefes verişlerim çoğaldı. Başbakan Erdoğan "Malatya olayıyla ilgili medya yargısız infaz yapıyor" demiş. Hadi bakalım Ver bir nefes. Şarkıcı Pınar Dilşeker kocasının kaçırdığını iddia ettiği çocuğuna kavuştu. Televizyonda "Aliye'ye benziyorum" diye konuştu. Niye polise gitmedi ya da savcılığa başvurmadı orası bir muamma. Bir şey demiyorum canım. Nefes veriyorum sadece. Cumhurbaşkanlığı'ndaki resepsiyona çağrılan CHP Kastamonu Milletvekili'nin türbanlı eşi açıklama yaptı. "Girişte türbanımı çıkarıp fular yapacağım." Gazeteci arkadaşım Necdet Açan aradı. "Aşkolsun" dedi, "seninle Fikri Sağlar arasındaki tartışmada olayı olduğu gibi anlattım. Senin söylediklerinle benimkiler örtüşüyor. Bunda bir problem yok. İyi ama Sağlar hakkındaki diğer özel değerlendirmelerimi niye yayınladınız?" dedi. Bu sefer nefes aldım. "İyi de röportajı ben yapmadım ki seninle" diye cevap verdim. "Sen de haklısın. Yine de özel değerlendirmeleri keşke yazmasaydınız. Şık olmamış" dedi. Üzülmüş. Ben de üzüldüm. "Nefes ver Necdet'çiğim" dedim. "Nefes vermeden olmuyor bu dünyada." AKP Malatya Milletvekili Ali Osman Başkurt yakın arkadaşı olan Yakup Güler'in Sosyal Hizmetler Müdürlüğü'ne getirilmesine aracılık yaptığı için pişman olduğunu söyledi. Ve ekledi. "Babalar Günü'nde yurda gittim. Güler yoktu. Ben de Kızılcahamam Kampı'nda kendisini Bakan Nimet Çubukçu'ya şikayet ettim." Bakan Nimet Çubukçu'dan bahsetmişken... Dönmedi biliyorsunuz Londra gezisini yarıda bırakıp... Başbakan bırakmamış. "Ay vallahi bırakmam" demiş, "dur önemli gündem burası. Orada olanlar senin suçun değil, vekilin var. Zaten bu Malatya olayı yüzünden bizim gezi medyada ikinci plana düştü." (Tabii ki abartıyorum.) Nerede kalmıştık? Hep beraber... Nefes veriyoruz.
|