Kendisi bir sakınca görmüyor ama ben yine de sırf adını yazacağım SerapÖğretmen'in. Soyadı bende mahfuz kalacak. Söyledikleri insanın içini burkmaya yetip, artıyor: - Size kaç kez ulaşmaya çalıştım Savaş Bey. - Buyurundinliyorum. - Ben bir öğretmenim ve böbreğimi satmak istiyorum. - !!!! - Yoksulluk sınırındayım çünkü. Kredi kartı borcum da facia. - Lütfensakinolunhocam.Zordurumunuzuanlıyorumama... - Anlayamazsınız Savaş Bey. - !!!!! - Uğraşsanız da anlayamazsınız. - Belkibirşeyleryapılabilir. - Bugün bir haber okudum daha da perişan oldum Savaş Bey. - Neydihocam? - Bir öğretmeni anlatıyordu. Soyguncu bir öğretmeni... - !!!! - Daha fazla dayanamamış soygun yapmış koca öğretmen. - Çokacıgerçektende... - O kadar acı buluyorsanız bir şeyler yapın Savaş Bey. Sadece ah vah çekmekle olmaz. - Elimizdengeleni... - Yapmıyorsunuz Savaş Bey. Siz de yapmıyorsunuz, diğer basın mensupları da. Tek maaşla geçinen öğretmen evine nasıl ekmek, süt götürecek? - Haklısınız. - Haklı olduğumu siz söylemeseniz de ben biliyorum zaten. Bu koşullarda çocukları nasıl eğiteceğiz, onlara nasıl bilgi aktaracağız düşünün sadece.