|
|
|
|
Mumcu: Pamuk'u onaylamıyorum
Anavatan Partisi Genel Başkanı Erkan Mumcu, ''Orhan Pamuk'un düşüncelerine katılmamam onun düşünce özgürlüğünü inkar etmem anlamına gelmez'' dedi.
Doğu Anadolu Gazeteciler Cemiyeti'nde basın mensuplarıyla sohbet toplantısına katılan Mumcu, Orhan Pamuk'un yargılanmasıyla ilgili görüşlerini dile getirdi. Anavatan Partisi'nin bu konuda bir kanun teklifi hazırladığının hatırlatılması üzerine Mumcu, mevcut kanunda cezalandırılan şeyin Türklüğe hakaret olduğunu, bu ibarenin ise soyut bir Türklük kavramına ve bir ırka işaret ettiğine dikkat
çekerek, şunları söyledi:
''İbarenin bütün değerleri ve manevi varlığı ile Türk milletine hakaret biçiminde değiştirilmesi, yasanın mahiyetini değiştirir. Çok çeşitli kültürel unsurları barındıran Türk milletinin bütün unsurlarını kapsayıcı bir ifade olması daha doğrudur. Diğer taraftan da bu kadar soyut kavramlarla ceza verilmesi hukuka çok uygun değildir. Böyle bir değişiklik bu davanın görülmesi gereğini de ortadan kaldırabilir.
Ben Orhan Pamuk'un tutumunu onaylamıyorum. Kendisiyle aynı görüşte de değilim. Ama Orhan Pamuk'un düşüncelerine katılmamam onun düşünce özgürlüğünü inkar etmem anlamına gelmez. Biz ifade özgürlüğü alanını açmak zorundayız. Bundan da kıyamet kopmaz.''
''TÜRKİYE İÇİN EKONOMİK KRİZ MUKADDER DEĞİLDİR...''
Konuşmasında, Türkiye'nin 1970'den sonra geçirdiği süreci anlatan Mumcu, 1990'larda ortaya çıkan sorunların 2000'li yıllarda ekonomik krize dönüştüğünü belirtti. Mumcu, ''Geride bıraktığımız 5 yıl içinde Türkiye hala ağır ekonomik krizin faturalarını ödemeye devam ediyor. Türkiye için ekonomik kriz mukadder değildir'' diye konuştu.
Tek başına iktidarın Türkiye için fırsat olduğunu fakat bunun iyi değerlendirilemediğini ileri süren Mumcu, Türkiye'nin yeni bir ekonomik krizi kaldıramayacağını ifade etti. Türkiye'nin karşı karşıya kalacağı bir ekonomik krizin artık sadece ekonomik düzlemde kalan bir kriz olmaktan çıkacağını ileri süren Mumcu, şunları kaydetti:
''Kriz, derin, sosyal boyutları olan ve Türkiye'yi derinden yaralayan bir sürecin önünü açar. Asıl kaygı, bir ekonomik krizle birlikte gelebilecek sosyal bunalımdır. Bunun iki boyutu var; Aşırı borçlanmış bireylerin bunu göğüsleyecek bir takatlerinin olmaması ve bunun bir sosyal bunalıma dönüşmesi ihtimali Türkiye'nin önünde bir tehlike olarak duruyor. Diğer yandan da çeşitli biçimlerde kışkırtılan bölücülük böyle bir sosyal ortamdan istifade edebilir.''
Her hafta iki vilayete gitmeyi planladıklarını anlatan Mumcu, Başbakan Erdoğan'a yönelttiği ağır eleştiriler için de ''Üstü örtülü tehditlere aldırış etmeyeceğimizi, yılmayacağımızı ifade etmek için söyledim'' değerlendirmesini yaptı.
Cesaretlerinin sahte bir cesaret olmadığını vurgulayan Mumcu, ''Bir Anadolu çocuğu olarak, Anadolu'dan aldığımız ruhu kendi benliğimizde yaşatmaktan şeref duyuyoruz... Demirden korkan trene binmez. Korkacak, hesap verecek bir şeyimiz olsaydı, herkesin tam siper yattığı yerde biz muhalefete soyunmazdık'' diye konuştu.
''HERKESİN HESAP VERMESİ LAZIM''
Dokunulmazlıkları eleştiren Mumcu, milletin demokrasiye inancını, meclisine olan güvenini sağlamlaştırmak için adım atılması gerektiğini söyledi.
Hak ve hukuk hesabının bir sonraki dönemden sorulmaması gerektiğini ifade eden Mumcu, ''(Balta nerede? Suya düştü. Su nerede? İnek içti. İnek nerede? Dağda kaçtı) hikayesine dönüşen bir şey olmaması için herkesin hesap vermesi lazım'' dedi.
Türkiye'nin başkanlık sistemine geçmesini gerektiğini de kaydeden Mumcu, yasama ve yürütmenin birbirinden ayrılması gerektiğini, bunların gerçekleşmemesi halinde yolsuzluk ve israfın önüne geçilmesinin mümkün olmayacağını belirtti.
Erken seçimle ilgili bir soruyu ise Mumcu, ''Bu konuda çok fazla spekülasyon yapmak istemiyorum. Karar verecek irade iktidar iradesidir'' diye konuştu.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|