|
|
|
|
|
|
Kadın satıcısı aday oluyordu
Eski DSP'li Özdalga'nın kitabı, Ecevit çifti için çarpıcı iddialarla dolu.
DSP'deki tek demokratik tartışma 'Genel Merkeze doğalgaz mı tüpgaz mı bağlayalım' oldu... Bülent Bey "Tüpgaz" dedi, tartışma bitti... Kimsenin öne çıkmasını istemezlerdi... Parti tüzüğünü alamazdık... 99 seçimi öncesi Ecevitler, adayları CV ve fotoğraflardan belirledi. Bir aday muhabbet tellalı çıktı...
Ecevitler'in yönetim sırları
Genel Merkez'e tüpgaz mı, doğalgaz mı bağlansın konuşması, partideki tek demokratik tartışmaydı. Rahşan Hanım pratik çözümü buldu: "Bülent'e soralım!".
Türkiye'de siyasal partilerdeki lider sultasının sonucu olarak Türkiye'nin de kötü yönetilmesine, inanılmaz bir örnek ortaya atıldı. Eski başbakanlardan Bülent Ecevit ve eşi Rahşan Hanım'ın, son partileri DSP'yi nasıl yönettiklerini, bir dönem yakın kurmayları olan Haluk Özdalga yazdığı kitapla anlatıyor. Önce CHP'de, sonra DSP'de uzun yıllar politika yapan, DSP'de merkez yönetim kurulu üyeliği ve genel başkan yardımcılığına kadar yükselen Özdalga, Kitapyayınevi tarafından yayınlanan "Kötü Yönetilen Türkiye, Örnek vaka DSP" adlı kitabında Ecevitler'in yönetimine ilişkin inanılmaz bilgiler veriyor.
TEK DEMOKRATİK TARTIŞMA Özdalga'nın yazdığına göre, DSP'deki yönetim kurullarında parti ile ilgili hiçbir demokratik tartışma yapılmıyordu. Bu konuda tek bir örnek var. Ankara Beşevler'deki Genel Merkez'de bir gün yoğun bir tartışma yapıldı: Genel Merkez'e doğalgaz mı, yoksa tüpgaz mı bağlansın? "DSP tarihindeki bu ilk ve tek demokratik tartışmanın" sonucunu Özdalga şöyle anlatıyor: "Demokratik bir oylama mı yapılacak, yoksa genel başkan yetkisini mi kullanacaktı? Ama Rahşan Ecevit benim hiç aklıma gelmeyen daha pratik bir yol buldu: En iyisi arkadaşlar bunu Bülent'e soralım. Ecevit: Madem ki daha ucuz, tüp gaz kullanalım, demiş."
TÜZÜK SAKLANIYORDU Özdalga'ya göre, Ecevitler'in temel prensibi kendilerinden başka kimsenin ön plana çıkmaması. Bu nedenle parti kurullarındaki bir çok üyenin haklarını ve parti tüzüğünü bilmemesi onlar için önem taşıyor. Bir dönem DSP'de parti tüzüğünün en zor bulunan şey olması da buna bağlanıyor.2001 kurultayında kabul edilen tüzükte kurucu üyelerin oy haklarına ciddi sınırlamalar getirildiğini belirten Özdalga "Milletvekilleri bile tüzük temin edemiyordu" diyor. Ancak partinin Bursa Milletvekili olan Ali Arabacı'nın DSP tüzüğünü bulmak için geliştirdiği yöntem Türk siyasi tarihine geçecek nitelikte. Arabacı,Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına başvurup DSP tüzüğünü istiyor.
ANAP'LI DSP YÖNETİCİSİ DSP'de bütün organların kuruluşlarından itibaren Ecevitler tarafından belirlenmesi komik olaylara da yol açıyordu. 1985 yılında partiyi yönetecek 15 kişilik Merkez Karar ve Yürütme Kurulu seçilmişti. Ancak bu kişilerden birisi seçildiği anda istifa etmişti. Olayın perde arkasını Özdalga şöyle anlatıyor. "Rahşan Ecevit genel başkan seçildi. Seçilen MKYK üyeleri 'halkın öncülüğünde' kurulan DSP'nin ilk MKYK üyeleri oldu. Bunlardan biri Musa Top'tu. Top, hiçbir toplantıya katılmadan ve hiç kimse yüzünü dahi görmeden istifa etti. Gerekçesi ise basitti; Ben ANAP üyesiyim. DSP'ye MKYK üyesi olduğumdan haberim dahi yok." Ecevit'inparti üye sayısının artmasını istemediğini de iddia ediyor Haluk Özdalga. Çünkü üye sayısı artınca demetim ve yönetim zorlaşıyor.
İŞİN SIRRI 149 ÜYEDE Ve formül bulunuyor. Yasaya göre ilçelerde üye sayısı 150'den az ise yönetim Genel Merkez tarafından atanıyordu. Bu yüzden hiçbir ilçede 149'dan fazla üye yapılmıyordu. Üye olmak isteyenler "Üye fişi kalmadı, genel merkezden onay gelmedi" gibi gerekçeler ile engelleniyordu. Nüfusu yüz binleri aşan İstanbul'un Bakırköy ilçesinde bile bu sayı aşılmamış.
SADIK GÜLEÇ
|
|
|
|
|
|
|
|
|