Malatya Cephesi
Malatya'da İnönü Üniversitesi rektörlük binasına yaklaşırken, kocaman bir tabela gözünüze çarpıyor: "Türkiye Atatürk, Atatürk Türkiye'dir." Rektörlük binasının her yeri de Atatürk ve Milli Mücadele tablolarıyla kaplı. Ama her köşe. Tabii bunda yadırganacak bir şey yok. Ancak ben şahsen uzun zamandır bu kadar çok Atatürk resim ve portresini birarada görmemiştim. (Belki üniversiteyi yurt dışında okumuş olmanın getirdiği bir "yabancılık"; ancak yönetim katında, Atatürk portreleri dışında herhangi bir sanat eseri, mesela reprodüksiyon bir Picasso olmaması ilginç geldi.)
Sıra Samsun ve Malatya'da Rektörlük binasında tatlı bir telaş var. CHP lideri Deniz Baykal gelmek üzere. CHP ve YÖK çevreleri, Van Üniversitesi Rektörü Yücel Aşkın'dan sonra, "sırada" Samsun 19 Mayıs Üniversitesi Rektörü Ferit Bernay ve Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Fatih Hilmioğlu olduğu görüşünde. Ahmet Necdet Sezer döneminde atanan bu rektörler, gerçekten de son yıllarda üniversitelerinin çehresini değiştirdiler. Kafeler, konser salonları, bahar şenlikleri, hentbol takımı, Denktaş'a destek mitingi gibi faaliyetler. Ancak her üçü de akademik performans yanında hedef olarak "gericilik ve yobazlıkla mücadele"yi seçtikleri için, üniversitelerdeki muhafazakar yapılanma ya da cemaatlerle savaş halindeydiler.
CHP sahip çıkacak Bu, AK Parti döneminde iyice belirginleşen bir kavga. Ve şimdi işin içinde bir de CHP var. CHP lideriyle iki günlük Hakkari-Van-Malatya gezisinde yaptığımız sohbetlerden edindiğim izlenim, CHP'nin bundan sonra "gerilimli muhalefet" dönemini başlattığı. Bundan sonraki süreçte Baykal, içki yasağı, YÖK, üniversite rektörleri gibi konularda "AK Parti'nin çatıştığı alanlara sahip çıkma" stratejisi izleyecek. Baykal kutuplaşmadan ürkmüyor. Tam tersine önümüzdeki seçimde seçmenin iki bloğun başı çektiği kutup siyasetine hazır olması gerektiği düşüncesinde. Açıkça söylemese de bir anlamda seçmenin AK Parti ve "AK Part'nin antitezi" arasında "safını belirlemesini istiyor.
Rektör: Gerekirse ölürüz Bu da Türkiye'nin tehlikeli bir cepheleşme atmosferine girebileceğinin sinyali. Malatya Üniversitesi'nde bunu şimdiden hissetmek mümkün. "Taraf olmak zorunda kalan üniversitemiz" diye söze başlayan Hilmioğlu'nun sözleri yeterince açık: "Cumhuriyetin yaşaması için 50 rektörün ölmesi gerekirse, ölürüz. Yaşamamız gerekiyorsa da yaşarız." Hükümeti kadro vermemek, Sayıştay aracılığıyla teftiş baskısı uygulamak ve kaynaklarını kısmakla suçlayan Rektör Hilmioğlu "Hükümet üniversiteleri boğuyor. Üniversitelerin kendi kaynaklarıyla yarattığı araştırma fonlarına el kondu" diyor. Van'ı soruyoruz. "Bakıyorlar ki üniversiteler ayakta, Anayasal kurumları kullanarak teker teker üzerlerine gidiyorlar. Kendi yandaşlarının kadrolaşabileceği üniversiteler kuruyorlar." Hilmioğlu, "İki kuruma girememişlerdi: Türk Silahlı Kuvvetleri ve üniversiteler. Şimdi oralarla da mücadele etmek istiyorlar" diyor. Rektörün odasında 10 tane Atatürk resmi, bir İsmet İnönü tablosu ve bir Türkiye haritası var. Malatya'dan baktığımızda, önümüzdeki seçimde Türkiye'nin gerçekten "iki blok" arasında sıkışabileceği korkusuyla ayrılıyoruz.
|