Kopya çekmeyin...
Şampiyonlar Ligi'nde M.United'ın hüsranının yanı sıra G.Rangers, Benfica ve Ajax'ın güzel diriliş öyküleri var. Umarım iç çekişmelerden başımızı kaldırır ve bu öykülerden dersler çıkartırız. F.Bahçe için bir Devler Ligi macerası daha hüsranla bitti. Daum da hedef adam oldu. Keşke sorun Daum'u göndermekle halledilecek kadar basit olsa. PSV maçından sonra Daum hakemden şikayetçiydi. Bu kadar kariyerli bir hocanın, grup maçlarının sona erdiği dakikadaki ilk sözlerinin hakeme şikayet olması üzücü. Keşke "Maçlarımızda hakemliği ben yapsam da çıkamazdık, sorun burada değil" demek olgunluğuna erişmiş olsaydı.
LYON ÖRNEĞİ Sorunu tespit edebilmek için önce durumu doğru değerlendirmeli. Kuralar çekildiği gün Avrupa futbolunu takip eden 20 kişiye bu grubun nasıl biteceğini sorsanız, hepsi de F.Bahçe'yi son sıraya yazardı. Bazı yorumcularımız F.Bahçe'nin kalplerindeki yeriyle gerçek dünyadaki yerini karıştırıyorlar. Tamam grup zordu ama F.Bahçe de, Avrupa'da var olacak bir futbol ortaya koyamadı. Bunun da ötesinde F.Bahçe'nin sistem ve modeli yok. Bence tartışılması gereken bu. F.Bahçe yönetimi mucize gerçekleştirdi; ciddi bir bütçe yarattı. Ancak F.Bahçe, Real Madrid'in kötü kopyası olarak Avrupa'da başarılı olamaz. Real dünya yıldızlarını alırken, F.Bahçe de Avrupa ölçeğinde 2. sınıf yıldızları alıyor. Kopyayla gerçeği yenemeyeceğine göre, bireysel yeteneklerle Avrupa'da var olmaya çalışmak da boş bir rüya. Ancak kendi yapına uygun bir sistem, kolektif futbol, mükemmel savunma ve mücadele gücü yüksek bir kadroyla başarıya ulaşılabilir. Bu saydığım dört maddeden hiçbiri bugünkü F.Bahçe'de yok. Örnek almak gerekiyorsa Lyon'a bakılmalı. PSV de sistem sayesinde elde ettiği başarılarla güzel bir örnek. Bu örnekleri "Onlarda yabancı serbest" diyerek sığ bir zemine çekersek olayın gerçek yüzünü algılayamayız. Yaşadıklarımızdan ders çıkarabilmek için objektif tespitleri yapıp işe koyulmalıyız.
|