| |
|
|
Gerçek dost gerçekten acı söyler
AK PARTİ.
BAŞBAKAN Erdoğan Yeni Zelandalı Maori burun sürtüşürken, acaba AK Parti içinde eleştiri sesleri yükseltenlerle de buna benzer bir yakınlaşma yöntemi bulması gerektiğini acaba düşünüyor muydu? Dünkü gazete yorumlarından ikisinden alıntılar aktarmak istiyorum. Birincisi Yeni Şafak'tan Fehmi Koru'nun yazısının sonuç bölümü: * (AK Parti) içerideki şartları doğru okuyamaz, gündem belirlemeyi demokrasiyi özümsememiş kişilerle odaklara bırakır ve varlığını toplumsal taleplerle pekiştiremezse, o dış şartlar da aleyhine dönebilir hükümetin... Yapılması gereken belli: Önce partide iç istikrarı sağlamak, çevre ittifaklarını tazelemek ve hükümetin dayanışmacı yapısını onarmak zorunda iktidar kadroları... Kendilerine dayatılan yapay gündem maddelerinin esiri olmaktan kurtulmaya da çalışmalılar. Toplumun gerçek gündemini yakalayıp o yönde politikalar devreye sokmak yetmez, bunları kamuoyuyla paylaşmanın yolunu da bulmalılar. İkinci alıntı da da Şahin Alpay'ın Zaman'daki yorumundan: * AKP'nin Batı'daki Hıristiyan demokrat partilerle büyük benzerlik gösterdiği kanısındayım. AKP gerek söylemiyle gerekse iktidardaki üç yıllık uygulamasıyla siyasette ve ekonomide liberal ilkelere, kültürde ise İslami değerlere bağlı, muhafazakâr demokrat bir parti olduğunu gösterdi. Bence AKP Türkiye'ye özgü bir merkez sağ partinin vasıflarına sahip. Benim AKP ile ilgili esas kaygım, Türkiye'nin öteki merkez partilerine tümüyle benzeyip, Erdoğan'ın sultası altında bir "Erdoğan Partisi" haline gelmesi. Ne yazık ki bunun işaretleri artıyor.
|