Yeni prens Akın
Beşiktaş'ta iki güzel şeyi özellikle takdim etmek istiyorum; 1- Tigana'nın futbol felsefesine saygı duyuyorum. Sistem 4-3-1-2 olsa da oyun içinde kendini yeniliyor. Bu sistem sıradan bir oyuncuyu bile (Örneğin Çağdaş Atan) star yaptı. Daha önemlisi starları da (İbrahim Akın ve Jose Kleberson) kahraman... 2- Prens İbrahim Akın'ı takdim ediyorum. Sergen'in yokluğunda, ustasının gençliğinden mesajlar verdi. Akın için; Sergen'in asistanı veya veliahtı diyordum ya. Artık o da tamamdır. Yani prens o!... Maç, iki teknik adamın futbol yorumunun savaşıydı. Ersun Yanal, yine bildiğiniz gibi. Bakın ne saçmalıklar yaptı: 1- Manisa yine, Rus ruleti gibi çılgınca saldırdı. 3-4-3 sistemini uygulamak isteyen Manisa, bazen 5 forvete bile döndü. Ama ilk 45 dakikada girdiği gol pozisyonu sıfır... 2- Geriye dönüşlerde ise klasik numarasını yaptı. İtme, çekme ve arkadan faullerle (Bunun adı taktik faul oluyor!) Beşiktaş'ın hücumunu önledi. Hakem İsmet Arzuman sarı kartlarını kullanınca Manisa ilk 45 dakikada çöktü. Beşiktaş'a bakıyorsunuz, santrforu yok. Oyuna bakıyorsunuz; ilk yarıda Beşiktaş'ın çalışılmış gol pozisyonu sayısı 6. Gol sayısı 3. Üç gol de hazırlanışı ve atılışı düşünülmüş, çalışılmış bir felsefenin ürünü. Peki Tigana'nın sırrı nerede? 1- Disiplin (Saha içinde konuşmak yerine çalışmak var..Yardımlaşma var...) 2- Sistem (Dörtlü savunma inanılmaz disiplinliydi. Ali Tandoğan-Adem Dursun'un hücuma çıkışları uyumlu. Ama orta göbekteki Okan Buruk-Çağdaş Atan ikilisi sanki tek top uzmanı olmuşlar. Kleberson'un oyunu yönetmesi, İbrahim Akın'ın bütün sahayı kullanarak gole gidişleri mükemmel) 3- Oyuna müdahalede de zamanlamasında panikleme asla yok. O garip el kol işaretleri ve panik gösterileri hiç mi hiç yok. Bu maçın en önemli sorunu şuydu: Harika ilk 45 dakikadan sonra ikinci yarıda korkuya dayalı futbol izledik. Ersun Yanal, fark yememek için kontrollü hücuma döndü. Tigana ise Manisa'nın sistemine göre kontratağa döndü.
|