| |
|
|
İslamcılar ve laikçiler karşı karşıya
Başörtüsü.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın sayın eşinin erkekler sofrasına oturup oturmaması neden önemli bir olay haline dönüşüveriyor? Akıllı ve gerçekçi siyasetçiler bunu "Zaten bir kesim önyargılı" diyerek ve kendilerince haklı tepkiler koyarak karşılamaz. Bugün Türkiye'de "Başörtüsü" nasıl toplumsal bir gerçekse, "Başı açık olmak" da öyle bir gerçektir. İslam nasıl bazı kesimlerde "İslamcılık" haline dönüştürülmüşse, laiklik de bazı kesimlerde "Laisizm" biçiminde algılanmaktadır. İdeoloji haline dönüştürülmüş dincilik ile ideolojik hale dönüştürülmüş laiklik, bir anlamda karşı karşıyadır. Bunun çözümü "Demokrasi" dir, "Çoğulculuk"tur, "Hoşgörü"dür, "Bir arada yaşamak niyeti"nin açıkça telaffuz edilmesidir. Türkiye'nin liberal demokratları bunu yapıyor. Başı örtülü kadınların haklarını, başı örtülülerden çok bizler savunuyoruz. Ama siyasal İslam'ı temsil eden kimse "Başı açık ya da kapalı olmak insanların inanç derecesini simgelemez" diyemiyor. Başı açık AK Partili kadın bakan Nimet Çubukçu veya Devlet Bakanı Mehmet Aydın'ın başı açık eşi, sanki olağanüstü istisnalarmış gibi algılanıyor. Kısacası Türk demokrasisi, totaliter ideolojileri pazarlamaya çalışan kampların arasında yıpratılıyor.
|