| |
Kapı arkasında konuşulanlar
Mehmet Ağar'ın "havası" var... Meydan meydan dolaşıyor... Dün de Antalya'daydı... Erkan Mumcu'nun "havası" yok ama Meclis'te "22 kişilik grubu" var... İktidarın "sinirlerini bozmayı" başarıyor. Ancak Doğruyol da, Anavatan da "iktidar alternatifi" görüntüsü vermiyor. Bizim "gözlemimiz" bu. Güvendiğimiz iki "siyaset mühendisine" sorduk: - Ne diyorsunuz?
Mehmet Ali Bayar'la başlayalım. Mehmet Ağar'la "hukuku" var. Erkan Mumcu ile "arkadaşlığı." İkisiyle de konuşuyor. İşte bize söyledikleri:
Büyük toparlanma lazım. AK Parti'ye oy vermek istemeyen ama DYP ile Anavatan'a bakınca "bunlar iktidar olur mu" diye şüpheye düşen insanların yüreğine su serpmek lazım. Bu iki partinin küsmüş, itilmişlerini toparlayacak, içine yeni unsurlar da katacak bir hareket lazım. Yeni bir heyecan lazım. Buluşmanın formülünü üretmek lazım. Ve seçim sandığı henüz görülmemişken bunu yapmak lazım. Seçim günü seçmenin, bu iki partiye, "neden hala ayrı, gayrısınız" diye sormaması lazım. İş işten geçmeden, tekerlek kırılmadan merkez sağ siyasetteki tıkanmanın önünün açılması lazım.
Aydın Menderes'le sık sık konuşuruz. Siyasetin içinde doğdu. Siyasetin içinde yoğruldu. Sadece siyaseten değil, oturduğu ev itibariyle, Mehmet Ağar'a da, Erkan Mumcu'ya da "komşu mesafesinde." İşte anlattıkları:
Doğruyol ile Anavatan partileri arasında bir evlilik oldukça zor. Lafı bile, iki tarafı da gerer. Konu, kim genel başkan olacak sorusuna dayanır. Ve olay kitlenir. Ama bu konuda bir formül, bir proje, bir çıkış yolu bulmaları lazım. Örneğin akıllı, uslu bir seçim ittifakı. Bunun getirisi, iki partinin oy toplamının üstüne olur. Yaratılacak sinerji, toplumu etkiler. DYP'ye veya ANAVATAN'a oy vermeyi düşünen ve fakat kafasında "bunlar ya barajı aşamazlarsa... Ya oyum boşa giderse" kuşkusu bulunan seçmen rahatlar. Sadece seçim ittifakı ile yetinilmemeli. Seçimden sonra Meclis'te ortak hareket edeceklerine dair bir protokol de imzalamalılar. Bu konuların, bugünden, dar bir kadro içinde konuşulmasında yarar var. Bu yapılabilir. Yapılamaması büyük hata olur.
Tabii "bu iş" kolay değil. Ama bugünden "böyle bir adım" atılacak olursa... "Gerisi" gelecektir. Harekete "başka katılımlar da" olacaktır.
"Bu konu" bir süredir Ankara'da "ev sohbetlerinde" konuşuluyor. "Kapalı kapılar arkasında" tartışılıyor. Eğer iki partinin başındakiler "ayrı tellerden çalmakta" inat ederlerse... Nal deyip, mıh demezlerse... Nuh deyip, peygamber demezlerse... La deyip, lo demezlerse... "İktidar alternatifi olabilmeleri" çok zor. Seçim barajının az üstünde, az altında gezinir, dururlar. Ama "el sıkışmayı" başarırlarsa... Çok şey değişir.
|