|
|
|
|
|
Başkanın endişesi
|
|
Bazı yöneticiler Levent Bıçakcı'dan rahatsız ama Bıçakcı'nın da rahatsız olduğu konular yok değil. En önemli örnek ise Star TV'de yapılan eleştiriler... Bıçakcı yakın dostlarına "Hasan Doğan istese bunu durdurur, ama yapmıyor. Acaba başkanlıkla ilgili hesapları mı var?" diye bile sordu.
Bıçakcı'nın yakın dostlarına ilettiği bu tür söylentiler, kendisine ulaştığında Hasan Doğan da yakın çevresine, "Özgür basın hepimize lazım. Herkes istediğini yazacak, herkes istediğini söyleyecek. Kimi eleştirecek, kimi övecek. Bunların ortalamasından gerçekler ortaya çıkacak. Benim bakış açım budur. Başkanlığa gelince... Böyle bir düşüncem hiç olmadı. Bir dönem sonra federasyonda yokum" diyordu... Bıçakçı zaten bunları biliyordu ama bir kez daha, üstelik Hasan Doğan'ın yakın dostlarından duyduğunda iyice rahatlıyordu... Federasyon yönetimindeki sıkıntıları, dengeleri bir anlamda ortaya koyduk. Bir de federasyon ile kurulları arasındaki ilişkiler var, bunlara bir göz atalım... Temiz futbol hedefine kararlı bir şekilde gidilmesi konusunda federasyon ile aynı görüşte olan Profesyonel Futbol Disiplin Kurulu (PFDK), aldığı kararlarla da bu tavrını ortaya koyuyordu. Dolayısıyla federasyon ile bu kurul arasında sıkıntı yaşanmıyordu. Özellikle saati sorduğunuzda bile "Off the record" söyleyen Profesyonel Disiplin Kurulu Başkanı Adnan Türkkan'ın her türlü polemikten uzak kalması federasyonu rahatlatıyordu... MHK Başkanı Ufuk Özerten'in tutarlı tavırları ve hakemlere "Sizden sadece iyi maç yönetmenizi istiyorum, hata yapanın yanındayım ama yanlış yapanı affetmem" felsefesini aşılaması işlerin yoluna girmesine yetmişti... Bunun yanı sıra Ömer Üründül yönetiminde ciddi bir temizlik harekatının yapıldığı temsilciler kurulu da federasyonun gözdeleri arasında yer alıyordu. Özellikle 2. ve 3. liglerden itibaren işin çok sıkı tutulması hakemlerin Süper Lig'e daha iyi hazırlanmaları anlamına geliyordu. Yani bu kurulla da federasyonun bir sıkıntısı olmuyordu. Tahkim ile federasyon arasındaki sorunlar ise henüz çözümlenmiş değil. Mevcut Tahkim Kurulu, bir hafta içinde bin sayfalık Gökdeniz Karadeniz dosyasını karara bağlayacak. Ardından yeni Tahkim Kurulu'nu seçmek için genel kurula gidilecek.
SEÇİMLİ GENEL KURUL OLMAZ İsviçre olaylarının savunmasıyla uğraşan federasyonda Şekip Mosturoğlu ve Mahmut Özgener'in kurullardaki görevlerinden istifa ettiklerini açıklamaları ise (verilmiş bir istifa yok sadece açıklama var) kafaları bir kez daha karıştırıyordu. Hasan Doğan, "Herhangi bir kişinin genel kurul öncesi 82 oy toplayacak gücü olsa bunu zaten yaparlardı... Tahkim Kurulu'nun seçilmesi için yapılacak genel kurulda da en az 235 delege gelir ve bunun salt çoğunluğu da bizim karşımızda olmaz. Yani şu anda yeni bir federasyon seçimini gündeme getirecek hiçbir işaret yoktur..." der ve bir şeyi daha ekler: "Yaşanan bazı olaylar beni de isyan noktasına getirdi. Hiçbir kulüp başkanının federasyonda etkili olması mümkün değil... Türk futbolu temizlenene kadar buradayım!"
FEDERASYON YIKILMADI Diğer yöneticiler, "Belki bir gün medya her aday olduğunu söyleyeni manşet yapmaz ve 82 oyu bulup bulamadığını da sorar. O zaman federasyon seçiminin birileri istediği için olmayacağını herkes anlar" diyerek Hasan Doğan'a destek olurlar... Yani siyasi otoritenin desteğiyle arkasında büyük bir güç bulunan futbol federasyonu, "Temiz futbol" hedefinden sapmadığı müddetçe yıkılması şöyle dursun yerinden oynaması bile mümkün görünmüyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
|