|
|
Direksiyon başında, toplu taşıma araçlarında sinir hastası olmak
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş'ın ipleri yeniden eline almasına çok sevindim. Sevindim çünkü Topbaş'ın aslında son derece iyi niyetli ve vizyon sahibi biri olduğunu çok iyi biliyorum. Bir röportajımızda bana "İstanbullu şehrine sahip çıkmalı" demişti. Katılıyorum. Hepimiz şehrimize sahip çıkmalıyız. "Bana ne" tavrında olursak kimseyi suçlama şansımız da olmaz. Geçenlerde eski başkan Ali Müfit Gürtuna ile sohbet ettik. İstanbul'da hiç bilmediğim iki değişiklik olduğunu öğrendim. 1. Tarihi Gazhane alanları imara açılıyormuş. Oysa bize Yedikule'nin müzeler kompleksi olacağı söylenmişti. Şimdi çarşı mı dikilecek oraya yani? 2. Kartal'daki çimento fabrikası yıkılmış. Taş ocaklarıyla birlikte 660 dönümlük bir araziden bahsediyorum. Bu bölge sözde turistik ve ticari amaçlar için planlanmış. Sözde diyorum çünkü görülen o ki otel, çarşının yanı sıra yapılaşma izinleri bir bir veriliyor. Gürtuna yapılması planlanan gökdelenlerden de endişeli. Bakın neler diyor: "Başkanlık dönemimde hükümetler tarafından belediyemizin gelirleri yüzde 60 oranında azaltılmasına rağmen arazilerimizi korumaya, satmamaya özen gösterdik. Şişli-Çağlayan'daki Abide-i Hürriyet Tepesi bunlardan biriydi. Birkaç ay önce yapılaşmaya açıldı. Şimdi Levent kavşağındaki karayolları arazisine yani 80 bin metrekareye 200'er katlı 3 kule düşünülüyor. Ayrıca Levent'teki İETT garajının 46 bin metrekare alanı çok yüksek yoğunlukla imara açıldı. Şimdi 100'er katlı 2 kule dikileceği ifade ediliyor. Seyrantepe ve Maslak da yoğun olarak yapılaşma altında. Benim merak ettiğim ise çok başka. Haliç'ten Karaköy'den ve Taksim'den başlayarak, iki köprüye ve hatta Maslak ve İstinye'ye kadar müthiş bir trafik yaşanacak. Bu nasıl çözülecek?" Sahi bu nasıl çözülecek? Yani direksiyon başında, toplu taşıma araçlarında sinir hastası mı olacağız? Şehrimizden nefret mi edeceğiz yani? Kuleler iyi hoş da ya trafik?
|