138 uyarısı...
Şemdinli olaylarıyla ilgili olarak TBMM'de Araştırma Komisyonu kurulması, Anayasa'nın 138'inci maddesine ilişkin tartışmayı da başlattı. Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek herhangi bir isme dahi atıfta bulunmadan dün bu tartışmayı şu sözlerle başlattı: "Kimse yargının yerine kendini koymasın. Anayasa'nın 138'inci maddesine herkes uymalı." Hem de Keçiören Hastanesi sahibi Dr. Ramazan Aydın'ın verdiği yemekte, emekli orgeneraller, işadamları, hukukçular, üst düzey bürokratlar ve gazetecilerin önünde... Önce şu tespitte bulunalım: Sözlerinin bütününe bakıldığında, Şemdinli olaylarıyla ilgili hükümet dahil, her kesimden gelen açıklamalardan Çiçek rahatsızlık duyuyor. Yine altını çizmemiz gerekir ki; ne isim verdi, ne de adres gösterdi... Hatta, bir hukukçunun isimlendirmeye kalkması üzerine, "kapıları kapattım" deyip susmaya dahi kalktı. Israr üzerine sözlerine özetle şöyle başladı: "Soruşturmayı yapacak olan savcıdır. Birisi bir şey biliyorsa veya gördüyse, gidip savcıya anlatması lazım. Yoksa gazete manşetlerine çıkmakla olmaz." Adresinin Şemdinli'deki olaylara tanıklık eden CHP'li Esat Canan olduğu anlaşılıyordu.
Rahat bırakın Devam etti: "Kısa sürede aydınlatılması isteniyorsa, herkes ne biliyorsa, ne düşünüyorsa açıkça söylemeli. Geçmişte yaşananlar nedeniyle, hemen kanaat ortaya çıkarılıyor. Önce kendimiz karar verip, sonra yargıdan bu doğrultuda sonuç bekleniyor..." Buradaki adres de belliydi.. Partisinden ve hükümetinden gelen "olaylar lokal değil" veya "ikinci Susurluk" yönündeki açıklamalardan rahatsızlık duyuyordu. Ardından gelen cümlesi de bunu kanıtıydı: "Karmaşık davalarda hemen kanaat belirtip, beklentiye girilmesi, yargının en büyük sorunu. Yargıyı herkes rahat bırakmalı."
"Yargı holiganıyım" "Bana yargı holiganı veya başka bir şey söyleyebilirsiniz" deyip ekledi; "Yargıya vurun, ama öldürmeyin." Sözlerini açmaya başladı: "Sadece Şemdinli ile ilgili değil, her olayla ilgili olarak söylüyorum. Anayasa'nın 138'inci maddesine herkes uymalı. Ama, 138'inci maddeye hukuk profesörleri dahi uymadı." "Hukuk profesörleri" ile, YÖK Başkanı Prof. Erdoğan Teziç'in Van Rektörü'nün tutuklanmasına dönük sözlerini kastettiği anlaşılıyordu. "Şemdinli" ile ilgili olarak da Meclis Araştırma Komisyonu'nun kurulmasına gönderme yaptığı, Anayasa'nın 138'inci maddesi okunduğunda görülüyordu. Şöyle diyor Anayasa'nın 138'inci maddesinin üçüncü bendi: "Görülmekte olan bir dava hakkında Yasama Meclisi'nde yargı yetkisinin kullanılması ile ilgili soru sorulamaz, görüşme yapılamaz veya herhangi bir beyanda bulunulamaz." Oysa, Anayasa hükmünün her kelimesi önceki gün Yasama Meclisi'nde; yani TBMM'de yok sayılmış, hatta Komisyon dahi kurulmuştu...
"Anayasa ihlal edildi" Nitekim, AK Parti Milletvekili Anayasa Komisyonu üyesi Ertuğrul Yalçınbayır da dün açıkça bunu dile getirdi: "Meclis görüşülmekte olan dava hakkında 'yargı yetkisini' kullanamaz. Oysa, dün (önceki gün) Komisyon ile ilgili Meclis'teki görüşmelerde konuşmacılar Anayasa'nın 138'inci maddesini açıkça ihlal ettiler." Yalçınbayır'a göre, kurulan Komisyon Şemdinli'de yaşanan olayların nedenini dahi sorgulayamaz, araştıramaz. Ancak, "olaya girmeden ve yaşananlar ve karışanlar hakkında soru dahi sormadan", hangi sosyal ve ekonomik sebeplerle terörün geliştiğine ilişkin araştırma yapabilir, onun ötesine geçemez. Yoksa, yıllardır Meclis'te görev yapan iki hukukçu; Çiçek ve Yalçınbayır'ın vurguladığı gibi; "Anayasa ihlali" olur.
|