|
|
|
|
|
|
Çocuğa hastalığını anlatın cezalandırıldı-ğını düşünmesin
Küçük çocuklara hastalığı hakkında uygun ve yeterli bir açıklama yapılmadığında, kendince nedenlerini araştırmaya başlayacaktır Çocuk; hastalığın herhangi bir suç ve hataya karşı ceza olduğunu düşünebilir. Ona uygun bir dille hastalık hakkında bilgi verilmesi, çocuğun suç ve cezaya ilişkin düşünceler geliştirmesini engeller
İstanbul Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Konsültasyon-Liyazon Psikiyatrisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Sedat Özkan, hastalık çocuklarımızın başına geldiğinde psikolojilerinin nasıl etkilendiğine yönelik soruları yanıtladı.
Çocukluk çağında fiziksel hastalık geçiren çocukların ruhsal durumu nasıl olur? Yapılan araştırmalara göre, çocukluk döneminde kronik ya da akut hastalık görülme sıklığı, yüzde 5 ile yüzde 15 arasındadır. Bu çocuklarda psikolojik bozukluk gelişme riski de 2-3 kat artıyor.
ABARTILI ÖFKE GÖRÜLEBİLİR Çocuklar küçük olsa da hastalık onlarda depresyon yaratabilir mi? Bebeklik dönemindeki 0-2 yaş çocuğunda, hastalık ve hastaneye yatma, anne-babadan ayrılmanın getireceği yoksunluk sorunları ve belirgin gerginlik, huzursuzluk, anksiyete (kaygı, bunaltı) belirtileri oluşturabilir. Özellikle 6-8 aylıktan itibaren bebeklerde hastaneye yatırılma ile birlikte anneden ayrılma stresi ortaya çıkar. Çocuğun iki yaşından önce uzun süreli yatarak hastanede tedavi görmesi ya da kronik bir hastalık nedeniyle anneden 2-3 ayı aşkın bir süre ayrı kalması, gerçek anne yoksunluğu sendromuna neden olur. Bebeklerin ve küçük çocukların hastalığa ilişkin olayı akıllarında tutması söz konusu değildir. Doğrudan kendi deneyimlerinden öğrenirler ve deneyimin izlenimlerini akıllarında tutabilirler. Özellikle hastalığa ilişkin deneyim, çok etkileyici ve yineleyici olduğunda bebeğe ve küçük çocuğa etkisi daha fazla olur.
Okul öncesi dönemde depresyon hangi belirtilerle kendini gösterir? Okul öncesi dönemde, 2-7 yaş arasında hastalık geçiren çocuklarda gerileme görülebilir. Yürüme becerisini, dil yetilerini, önceden kazanılmış mesane ve bağırsak denetimlerini yitirebilirler. Öfke ve abartılmış karşı gelme davranışı sergileyebilirler. Bedensel zarar görmekten aşırı korkarlar ve genelleme yaparlar. Örneğin, çocukların kan aldırmadaki korkularının nedeni ağrı duymaktan çekinme olabileceği gibi vücutlarındaki tüm kanın boşaltılması kaygısı da olabilir.
UYGUN BİR DİLLE ANLATIN Sizce çocuklara hastalandıklarını anlatmak mı gerekir, yoksa bu durum mümkün olduğunca saklanmalı mı? Küçük çocuklara hastalığın nedeni hakkında uygun ve yeterli bir açıklama yapılmadığında, nedeni kendilerine göre araştırırlar, hastalığın herhangi bir suç ve hataya karşı ceza olduğunu düşünebilirler. Örneğin, çocuk felci nedeniyle tekerlekli sandalyede yaşamını sürdürmek zorunda olan bir çocuk işlediği bir suçtan dolayı cezalandırıldığını düşünebilir. Uygun bir dille hastalık hakkında bilgi verilmesi suç ve cezaya ilişkin düşünce gelişimini engelleyebilir. Okul çağındaki 7-11 yaş çocuk tedavisine ilişkin garip düşler sergileyebilir. Kronik bir hastalık nedeniyle okul yaşantısının kesintiye uğraması söz konusu olursa, okul ve arkadaş çevresinden uzaklaşma görülebilir. Yalnızlık, terk edilme, cezalandırılma ve gruptan ayrılma duygularına neden olabilir.
ERGENLER NARSİSTTİR Ergenlikte yaşanan hastalıkları gençler daha mı rahat kavrar? Ergenlik dönemi olan 11 yaş ve üzeri, bağımlılık- bağımsızlık ve güvengüvensizlik çatışmaları tipiktir. Fiziksel bir hastalık tanısı, bu çatışmaların daha da alevlenmesine neden olur. Bağımsız olma isteğiyle bir hastane ve tedavi ekibine bağımlı olma zorunluluğu ergene çatışma yaşatır. Ciddi ve kronik bir hastalık beden imajı, kişisel kimliğin oluşumu, yaşıtları tarafından kabul edilme üzerine olumsuz etkilerde bulunur. Ergenlerin etkilenmesinde hastalık tipi de önemlidir. Ergenler, genel olarak bedenleri konusunda narsistir (kendini beğenen). İki cinsiyet için de fizik görünümdeki bozukluk, değişiklik ve işlev kaybı üzüntü yaratır. Otonomi duygularını yeni kazanmaya başlamış olmaları ergenlerin hassasiyetini artırır. Tüm otorite temsillerine karşı öz denetimini ve bağımsızlık duygusunu kazanmaya çalışan ergen, birçok ileri inceleme ve girişimi kendi alanına yapılmış bir tecavüz olarak algılar. Ara verilen arkadaş ilişkileri, ergenin kendilik değerinin gelişimini olumsuz yönde etkiler. Tedaviye uyum sorunları yaşanabilir, öfkeli karşı gelme davranışı görülebilir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|