Baykal: Demokratik yollar tükenmedi
Cumhuriyet Halk Partisi, 1992'deki yeniden açılışından bu yana geçen 13 yılın sonunda, en sakin kurultayını gerçekleştirecek. Zaten CHP'de de muhalefetin salona dahi gelmeyi düşünmediği, herhangi bir genel başkan adayının da çıkmadığı bir kurultaydan çok, sonrası tartışılıyor. Nitekim, CHP lideri Deniz Baykal'ın dünkü gündeminde de daha önce de söylediği gibi kurultay yoktu. Sonrasına odaklanmıştı... Söze, "Türkiye demokrasisi bir sınavla karşı karşıya" diye başladı. Sözlerinin nedeni; Başbakan Erdoğan'ın, AİHM'ye türban konusunda "din ulemasına danışmadan karar almalarına" dönük tepkisiydi. Baykal, Erdoğan'ın bu yaklaşımı yeni göstermediğinin altını çizdi. Fransa'daki olayların gerekçelerinden birini de türbana bağladığını anımsatıp ekledi: "Bu sözler anayasal düzene, laik devlete aykırı olmakla kalmıyor, milletvekili yeminine de aykırılık içeriyor..."
Demokratik düzen Başbakan'ın tavrının orta vadede "demokratik düzeni zedeleyeceğini" belirtip devam etti: "Bunun tek yolu demokratik düzen içinde, Türkiye'nin başka bir arayışa girmeden sorunu çözmesidir..." Bu konuda bir kaygısı olup olmadığını sorduğumuzda Baykal'ın yanıtı şöyle oldu: "Türkiye demokrasiyi özümsedi. Ancak yüzde 66'yı yok sayıp temel rotayı çığırından çıkarma arayışına giriliyor. Tehlikeli olan budur. Türkiye bu tehdidi demokrasi içinde özümseyerek çözebilir..." Baykal, demokrasiye dönük bir tehdit olup olmadığı konusunda ise şu değerlendirmeyi yaptı: "Böyle bir sorun yokmuş gibi tuzağa düşersek, ağır vebal getirir. Türkiye'nin işçisi, işvereni, medyası, sivil toplumuyla herkesin kararlılığını göstermesi gerekir..." Bu aşamada 1950 seçimini örnek gösterdi. 1950 seçimiyle iktidarın muhalefete devredildiğini anımsatıp şunları söyledi: "Yeni bir demokrasi atılımına ihtiyacımız var. Bunu yaşamak mecburiyetindeyiz. Türkiye'ye kurultay sonrasında bunu anlatacağız. Ülkeye yönelik tehdidi ortaya koyacağız..."
Seçim zorlaması Baykal'a göre ülkeye yönelik tehdidin adresi; AK Parti hükümeti... Seçimin üzerinden üç yıl geçtiğini belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: "Avrupa'da da seçim 4 yılda bir yapılıyor. Hükümet de anayasa değişikliğiyle seçim süresini 4 yıla indirmek istiyor. Eğer 2006'da seçim olmazsa bunun siyasi ve demokratik bedeli olacağını iktidarın görmesi gerekiyor..." CHP lideri bu aşamada, sözü 2007'de yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimine getirdi. Cumhurbaşkanı'nın yeni parlamento tarafından seçilmesi gerektiğini bir kez daha söyleyip, vurgusunu tekrarlıyor: "Türkiye'de demokratik yollar tükenmedi..." Bunun yolunun da 2006'da seçime gitmekten geçtiğini, CHP teşkilatını da bunun için harekete geçireceklerini söyledi. "AK Parti, 2006'da seçime gitmese CHP ne yapacak?" Baykal, soruya doğrudan yanıt vermek istemedi, "Herkes durum değerlendirmesi yapmalı" demekle yetindi. CHP liderinin söylemediğini, Grup Başkanvekili Haluk Koç, daha net ortaya koydu: "Cumhurbaşkanı'nı yaşlanmış bir parlamento seçemez. Eğer AKP böyle bir şeyi kendi çoğunluğuyla yapmaya kalkarsa, biz ona meşruiyet kazandırmayız. Onun bu tavrının içinde yer almayız..." Sözün özeti.. CHP, toplumsal destek bulması halinde sinei millet de dahil seçim için her formülü denemeye hazır... Hatta, parlamentoda bulunan bazı siyasi partiler de bu konuda CHP ile birlikte hareket etmeyi tartışıyor. CHP, muhalefetsiz kurultay sonrası, toplumsal muhalefetin önderliğine soyunuyor...
|