|
 |
 |
 |
 |
Dünya başımıza yıkıldı: 4-2
|
|
İnandık, güzel de oynadık... Ama futbolun adaleti yok. Dünya Kupası'na veda ettik.
Tur için çıktığımız maça, yediğimiz penaltı golü ile başladık. Ancak bırakmadık. Tuncay ilk yarı skorunu belirledi: 2-1... İkinci yarıda Necati'nin penaltısıyla ümitlendik. Tuncay'la yaklaştık... Ancak bizi Almanya'ya götürecek '5' bir türlü gelmedi.
'Ahlaksız hakemler' Milli Takımlar patronu Fatih Terim 90 dakikanın ardından oldukça sinirliydi: İki maçımızı yöneten hakemler de ahlaksızdı. Kim bu iki hakemi savunursa futbolla ilgisinden şüphelenirim. İkisi de Türkiye'ye kıydı. Almanya'da olamadığımız için üzülüyorum.
ÇİRKİN İSVİÇRELİ HUGGEL MAÇ sonu tünelde "14 numaralı terörü" yaşandı. 87'nci dakikada oyuna giren Huggel, antrenör Mehmet Özdilek'e tekme, Alpay'a da yumruk attı. Bu provokasyon sonrası olaylar büyüdü.
 Gözlerimde yaş kalbimde sızı
Bize 3 gol yetiyordu 4 tane attık. Ama daha 25. saniyede Alpay'ın gereksiz penaltısı, 84'te Tolga'nın hatası İsviçre'yi güldürdü. Tuncay'ın hat-trick'i, Necati'nin penaltısı, oyuncularımızın teri, taraftarımızın sesi boşa gitti. Türkiye, Haziran 2006'da 2. evinde; yani Almanya'da yok.
42 bin kişinin söylediği muhteşem bir milli marşın arkasından, penaltıdan golü yedik. Alpay 25. saniyede Frei'ın aşırtmak istediği topu tokatladı. Yardımcı hakem hemen kararı verdi, hakem uyguladı. Şok olmuştuk. "Maçı üç farklı nasıl kazanırız" diye düşünürken, Frei'ın ters köşeye giden vuruşu ile midemize düğüm gibi oturdu. Sonrasında baskı kurmak için top gezdirmeye başladık. Bu kez akıllı oynuyor, garanti paslarla topun bizde kalmasını istiyorduk. 1-0 mağluptuk, dört gol atmamız gerekiyordu. Tribünler sahaya uydu. Onlar inandı, seyredenler katıldı. Islık fırtınasında gelmeye başladık. Kanatlardan akıyorduk. İlk golü faulden bulduk. Emre'nin arka direğe ortasında Tuncay kafayı çaktı. 24. dakikada umutla dolduk. 38'de ise Ergün'ün süzülen topunu bu kez Hakan Şükür müthiş bir takiple kaleye gönderdi, Tuncay çizgide tamamladı. "Böyle oynasınlar, canımızı yesinler" diyor, soyunma odasından yine iki gol atmak zorunda olarak dönecek oyuncularımıza 'kuvvet' diliyorduk. Bizi fazla bekletmediler. 52'de Serhat'ı düşürdüler. Necati penaltıda kaleciyi avladı. Almanya'ya gitmemiz için gereken tek gol için 38 dakikamız vardı. Sakindik, tempoyu düşürdük. Oyunu kenarlara açmaya başladık. Uzun toplarda defansın arkasından Hakan'ı kaçırmayı deniyorduk. İsviçre de hatalarımızın peşine düşmüştü.
TOLGA'DAN GOL PASI Frei iki kez gole çok yaklaştı. Birinde Volkan'ın hatalı çıkışında Streller boş kaleyi göremedi. Defansın arkasına sızıyorduk. Belçikalı hakem maç içinde verdiği iki penaltıyı yeterli görmüş bir türlü üçüncüsünün kararını veremiyordu. Fatih Hoca, 81'de Fatih'i ve 82'de Yıldıray'ı oyuna sürdü. Artık tek düşüncemiz vardı. Ama 84'te Tolga'nın ters vuruşu Streller'e gol pası oldu. Bitime altı dakika kala nefesimiz tükendi. 89'da Tuncay farkı yeniden ikiye çıkardı. 4 dakikalık uzatma kaldırıldığında mucizenin peşine düşmüştük. Ama olmadı...
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|