|
|
|
|
|
Danimarka'da Roj TV gerginliği
|
|
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, Körfez ülkeleriyle Danimarka'yı kapsayan gezisinin son ayağında son dakikada Kopenhag'da Roj TV krizi patlak verdi. Danimarka Başbakanı Rasmussen'le görüşmesinin ardından iki liderin yapacağı ortak basın toplantısına Erdoğan katılmadı. Erdoğan basın toplantısını izlemek için akredite olan gazeteciler arasında Roj TV'nin muhabirinin de bulunmasını protesto etti ve basın toplantısına katılmadan havaalanına gitti. Erdoğan dönüş yolunda bize Kopenhag'da patlak veren krizin perde arkasını anlattı. Erdoğan uydu yayınlarını Danimarka'dan sürdüren Roj TV'nin, PKK Kongra-Gel patronajında olduğunu, daha iki ay önce Danimarka'ya belgeleriyle ilettiklerini söyledi. Roj TV'nin iç savaşı körüklediği yayınlarıyla dağdaki teröristlere yol gösterdiği, terör örgütü militanlarının Roj TV'nin yönlendirmesiyle kuvvet kaydırdığı da Danimarka'ya sunulan kanıtlar arasında. Başbakan Roj TV'nin son olarak Şemdinli'de savaş cephesi ilan ettiğini Danimarka Başbakanı'na anlattı. Başbakan, örgüt liderinin görüntü ve açıklamalarını yayınlayarak da terör örgütüyle organik bağlantısını açıkça ortaya koyan Roj TV'nin Danimarka Kültür Bakanlığı'na lisans için başvurduğunu hatırlatarak, bununla ilgili nasıl bir işlem yapıldığını da Rasmussen'e sordu. Aldığı cevabın, "Polis soruşturuyor. Biz polise karışamayız" olduğunu söyleyen Başbakan Erdoğan, bu cevabın kendisinde hayal kırıklığı yarattığını belirterek, "Hemen şimdi tedbir alınmazsa, kıymeti harbiyesi yok ki" dedi. Danimarka Başbakanı'nın Roj TV'nın basın toplantısına akredite olmasını ise, ülkesindeki basın özgürlüğüyle açıkladı. Aralarında geçen bu görüşmeden sonra Erdoğan Danimarkalı meslektaşına şunları söyledi: "Beni terör örgütünün yayın organıyla aynı yerde bulunduramazsınız. Siz basına açıklamayı yalnız yapın. Ben yanınızda olamam." Danimarka Başbakanı Rasmussen önce "Bu skandal olur" dedi, daha sonra "Bu bir krizdir" diyerek, bu tavrın sonuçları olabileceğini ima etti. Başbakan Erdoğan ise, "Benim katılmam daha büyük kriz olur. Ayrıca bedeli ne ise öderim" dedi.
HZ. MUHAMMED GERGİNLİĞİ Öğleden sonra yapılan görüşme, Danimarka'dan Hz. Muhammed'i aşağılayan yayınlar ve karikatürler nedeniyle gergin başlamıştı. Danimarka Başbakanı, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 11 ülkenin büyükelçilerinin, İslamiyet'in ve Hz. Muhammet'in aşağılanmasına tepki göstererek ortak bir mektupla Danimarka'dan özür dilemesini istemesine tepki gösterdi. Rasmussen, bu yayınların Danimarka'daki düşünce özgürlüğü çerçevesinde yapıldığını ve kimsenin karışamayacağını söyledi. Başbakan Tayyip Erdoğan ise İslam dininin öteki dinlerin peygamberlerine saygı ve kabul gösterdiğini belirterek, Hz. Muhammet'e de aynı saygıyı beklediklerini anlattı. Görüşmede ilginç bir olay da yaşandı. Erdoğan Danimarka Başbakanı Rasmussen'e, Orhan Pamuk'un Kara Kitap romanının Danimarkaca baskısını hediye etti. Sebebi şu: Erdoğan Pamuk'un bu kitabında Türklerin ve Müslümanların her şeye ve her duruma belki hoşgörü gösterebileceklerini ancak, yalnız Hz. Muhammet'e yapılacak aşağılamalara tepkisiz kalamayacaklarını anlattığını belirtiyordu. Erdoğan, "Türkiye'yi anlamak istiyorsanız, Orhan Pamuk'u da biliyor, tanıyor ve seviyorsanız, o zaman Kara Kitap'ı okuyun. Dediklerimin ne anlama geldiğini anlarsınız" demek istedi. Son krizin AB platformuna nasıl yansıdığı bilinmiyor. Ancak Erdoğan'ın Rasmussen'e dün söylediği bir cümle, son derece düşündürücü: "Bizi AB'ye almak istemiyorsanız keşke bunu önceden söyleseydiniz."
|
|
|
|
|
|
|
|
|