|
|
Türk güreşi tuş!
Yıllardır Türk sporuna 'can simidi' konumuna gelen güreşimizin şimdiki yöneticilerine kulak veriyor musunuz? Asbaşkanından başkanına, demeçleriyle gazetelerde manşet üzerine manşet oluşturuyorlar. Belki de son derece doğal! Şampiyonalarda başarı gelmeyince... Eskisi gibi madalya toplamakta sıkıntı çoğaldıkça insanların diline vuruyor... Ve güreşte yapılacak başka iş bulunamayınca da alakasız demeçlerin ardı arkası kesilmiyor! Bir gün federasyon asbaşkanı Sebahattin Kasap, "Güreş ata sporu değil" derken; ertesi gün federasyon başkanı, Hamza Yerlikaya ve Şeref Eroğlu'nu ceza kuruluna verdiğini açıklıyor! Şu işe bakınız! Federasyon asbaşkanı Sn.Kasap, "Türkler'in tarih sahnesine çıkışından çok önce Yunan ve Mısır'da güreş yapılıyordu" diyor. Tabii bu tez "Türkler'in tarih sahnesine çıkışı Yunan ve Mısırlılar'dan daha sonradır" anlamını da taşıyor. El insaf! El izan! Sn. idareci sizin işiniz güreşte başarı sağlamak mı? Tarih öğretmek mi? Birkaç eski Yunan figüründen esinlenerek böyle bir tezle ortaya çıkmanın güreşe ne katkısı olur! Acaba sn. asbaşkanın Türk Dünyası Araştırma Vakfı Başkanı Prof.Dr.Turan Yazgan'ın yayınlarından haberi var mı? Orada Türk güreşi ile ilgili yayınlanan; "Güreş; Sümer, Hitit, Hun ve Saka süslemelerinde vardır! Bunların idmanları taş kaldırma, ağaçla boğuşma şeklinde başlar, sonra eşli idmanlara geçilirdi" ifadelerinden haberdar mı? Sn. asbaşkan, Gaziantep yöresindeki aba güreşlerinin halen Moğol, Kazak, Kırgız gibi Orta Asya bölgelerinin ana sporu olduğundan haberdar mı? Haberdar değilse böyle asılsız demeçlerle ne yapmak istiyor. Ardından başkanca açıklanan Yerlikaya ve Eroğlu'nun ceza kuruluna sevki planlı bir hareket ya da güreşte bir hesaplaşma mı? Bunların hepsine ya kendileri cevap verecek ya da spor kamuoyu bir gün bu hataların biletini kesecek!
|