| |
|
|
Önce sen Mehmet!..
KARŞI düşünceye tahammül etmek üzerine bir yazı yazmış, dün Mehmet Barlas.. Lenin'den örnek vererek. İhtilal liderinin eleştirilere nasıl hoşgörülü olduğunu anlatıyor. Bernard Shaw'nun İngiltere eleştirilerinden de örnekler getiriyor. De Gaulle'ün en büyük eleştirmeni için "Sartre Fransa'dır" dediğini de yazabilirdi. Eleştiriye hoş görünün her ülkede, her devirde örnekleri var çünkü.. Özeti.. "Karşı fikirlere hoş görülü olalım" diyor Mehmet.. Ama derken, klasik hataya düşüyor. Ele talkın verirken, kendi salkımı yutuyor.. "....Orhan Pamuk'u yargılar ve medyatik linçe konu ederken..." Anladınız değil mi?.. Orhan Pamuk'un Türkiye hakkındaki, tam da yargısız infaz sözleri eleştiri.. Fikir.. Ama Orhan Pamuk'u eleştirmek, onun fikirlerine karşı fikir ileri sürmek, yargılamak ve linç!.. Neden Mehmet?.. Sen neden Orhan Pamuk eleştirilerine hoşgörüyle bakmıyor ve onun görüşlerine katılmayanları Ku Klux Klan çetesi ilan ediyorsun? Hoşgörü olacaksa, ki olmalı, sonuna dek katılıyorum, sonuna kadar olmalı.. Sadece bizim arzuladığımız hududa kadar değil.. Bizim işimize geldiği, bizim hoşumuza gittiği ölçüde değil.. Havlayan köpek bile bir fikir ifade etmektedir Mehmet.. Onun ifade yolu da, budur çünkü.. Kuyruk sallarken "Kuçu kuçu.." Havlayınca "Hoşt!.." Kaldı ki, Mehmet, "Hoşt" da bir fikir ifadesidir.. Köpeğin anladığı dilde..
|