Sopalı demokrat
Hükümetin, AKP'nin "demokratikleşme" namına attıkları adımlar... Yani "zorunlu" adımlar... Bu partiyi demokratikleştirmeye, kadrolarında, tabanında demokrasi kültürünün yayılmasına yetmiyor. AB yolunda çıkarılan kanunlar filan, kimi kafalardaki, kimi kalplerdeki zırhları delemiyor. Yerine göre dışlanmanın, iteklenmenin, ötekileştirmenin, başka dünyalı sayılmanın mağduriyetlerinin içinden gelen yahut o iddiada bulunan kimi zatlar, olgunlaşmıyor; bir başkasını ufalamak, parçalamak, dışlamak, yabani, yabancı sayarak haklamak histerisinden kurtulamıyor.
İktidar partisinin iki önemli mensubu, biri belediye başkanı, diğeri milletvekili, iki Rizeli açıkça "linç"i savunmuş, bildiri dağıtan birkaç kişinin "kahramanca", pek yiğit ve az kişi karşısında elbette mert kalabalıklar tarafından linç edilme girişimine sahip çıkmış, bununla övünmüş, şişinmiş ve meydan okumuşsa... Ve de bir partinin "demokratik vicdanı" varsa... Batı'da kapı kapı "başka inançların, kültürlerin, fikirlerin dışlanmaması" adına nutuklar atan, burada hepimize "ırkçılık yapmayın" diye dersler veren, kendi "şiir mahkumiyeti"ni temel demokrasi sorunu gören bir başbakan gerçekten samimiyse... Partinin ilk başbakanı, başbakan yardımcısı, dışişleri bakanı gibi içeriye ve dışarıya karşı en etkin mevkilerdeki bir isim hoşgörü, çoğulculuk, demokrasi adına yurtta ve cihanda söylediklerine gerçekten inanıyorsa... Başka fikir, duygu, inanç ve tavırların "linç edilmesi"ni savunan, pataklamakla filan böbürlenen adamlarını o partiden kazırlar. İnsan, insansa eğer... Vicdan, vicdansa eğer... Demokratlık gerçek... İman, kalpten ise eğer... Akraban olsa böyleleri, utanırsın. Ayıptan üstüne düşenle, biraz yerin dibine girersin. Sözde demokratikleşme adına çıkarttığın kanunları, Avrupa kapısına serdiğin çok kültürlü, çok dinli, çok laik, çok fikirli, çok sesli, çok toleranslı külliyatı bu arkadaşların suratına haykırırsın. Ayıplarsın ve ayıklarsın!
Ama hikaye. Şimdilik ve hala hikaye. "Kalabalıkların hamasi hissiyat ve cahil cüret" ini sürekli okşayarak politika yaptığını sanarak belediye başkanı, milletvekili filan olmak pek mümkünse... ABD'nin, İsrail'in, ne bileyim Fransız polisinin "Müslümanlara karşı" başvurdukları "insanlık dışı" yöntemleri nefretle kınayan aziz milletimin, milliyetçi, mukaddesatçı, muhafazakar ve hatta demokrat ahalimin ciddi bir kısmı, kendi ülkelerinde, kendi insanlarından bazılarını linç etmeye bu kadar yatkın ise... Bir parti, oylarının ve kadrolarının çoğunu bu malzemeden derliyor ve o malzemeyi gerçekten dönüştürmek için pek bir şey yapmıyorsa... Başbakan, bir takım eleştirilere karşı, kendini zor tutarak bile kızgın ve azarlayıcı tavır alıyor da, muhtemelen kendi memleketinde kendi seçtiği bu arkadaşlarını ayıplamadan bile durabiliyorsa... Gün olur, kimi kanununuz filan demokratikleşir. Gün olur, o demokratikleşmeye sözde parmak kaldırmış bir mebus, o parmağı farklı birinin gözüne sokmak için yanıp tutuşur. AKP hala... "Demokratik kültürü hazmetmemiş" siyasi partilerimizden biridir. Zordur, zor.
|