| |
Canaydın'a yetki verilmemeli
G.Saray yönetimi Riva arazisi için Genel Kurul'dan satış da dahil yetki istiyor. Onay alır mı, almalı mı? G.Saray tüm iddiaların aksine elindeki gayrimenkullerin ulaştığı yüksek değerle Real Madrid gibi. Real Madrid de 10 yıl kadar önce çok büyük bir mali krize girmiş, "Battı" denilen kulüp Madrid'in çok önemli yerlerindeki gayrimenkullerini değerlendirip 300 milyon doları aşan bir sermaye elde etmiş ve bu parayla büyümeye başlamıştı. Aynısı G.Saray için geçerli. Hep iddia ettiğim gibi şirketleşme ve gayrimenkullerini akılcı değerlendirme şartıyla G.Saray, bilançosu çok hızla pozitife dönebilecek bir kulüp. Bu yüzden Riva ve Florya gibi arazilerini değerlendirmeli. Ancak mesele şu: Bu işlem, Özhan Canaydın gibi beceriksizliği kanıtlanmış, ufku olmayan ve spor kulübü yönetiminden bihaber bir başkanın döneminde mi yapılmalı? Bu araziler Galatasaray'ın son atımlık barutları. Eğer buradan elde edilecek kapital Özhan Canaydın'ın bugüne kadarki üslubu ile çarçur edilecekse Galatasaray Genel Kurulu satışa onay vermemeli. Özhan Canaydın, kulübü 63 milyon dolar borç ile devraldı. Yaklaşık 12 milyon dolarlık bir vergi indirimi ile borç 51 milyon dolara düştü. Ancak bugün Özhan Canaydın'ın 3.5 yıllık yönetiminde borcun 80 milyon dolar arttığı, gelirlerin neredeyse yarı yarıya azaldığı ve akılcı hiçbir yatırımın yapılmadığı görülüyor. Riva ve Florya satış ile değil, bir gayrimenkul yatırım ortaklığı şeklinde değerlendirilmeli. Ancak bu işlem Özhan Canaydın yönetiminde yapılmamalı. Özhan Canaydın'ın bu işi apar topar yapmasında bir tek amaç var. Seçime birkaç ay kala altında imzası bulunan borçları ortadan kaldırıp kendi servetine yönelik olası riskleri bertaraf etmek istiyor. Ancak Canaydın merak etmesin. Galatasaray yönetimine kim gelirse gelsin Özhan Canaydın'ın oluşturduğu borçları öder. Onun cebinden beş kuruş çıkmaz. Kongrenin Canaydın'a Riva'yı satma yetkisi vermesi Özhan Canaydın'ın kulübe yapacağı son ve büyük zararın önünü açar.
* G.Saray bu kez kötü oynasa da kazandı. Gerets'in tercihleri doğru muydu? Gerets, G.Saray'ı çok yanlış oynatıyor. Tek kişilik orta saha, dört kişilik savunma ve beş kişilik hücum hattı. Hiçbir kanat organizasyonu yapmadan rakibi ortadan delmeye çalışan anlaşılmaz bir sistem. Orta sahasız bir takım çağdaş futbol oynayamaz. G.Saray, orta sahasını kalabalıklaştırıp çabuklaştıracağına bir, bazen iki kişiye emanet ediyor. O bir kişi takımın bütün yükünü taşımaya çalışıyor. Bu hafta Volkan bu yüzden rezil oldu. Gerets'e sormak lazım: Tek başına orta saha Volkan'a emanet edilir mi? Böyle oynayan bir başka büyük takım gördü mü? Hal böyle olunca rakip Diyarbakırspor gibi ligin diplerinde bile olsa sürekli G.Saray savunmasıyla karşı karşıya oynuyor. Tabii, G.Saray'ın müthiş bir kadro zaafiyeti de var. Geçen sene beğenmediğimiz G.Saray'ın orta sahasında Conceiçao ve Ribery vardı. Onlar gitti; yerlerine gele gele Heinz ve İliç geldi. Kadro olarak geriye giden bu takımdan şampiyonluk bekleniyor. Aslında üçüncülük bile büyük başarıdır. Yine de Gerets'in orta sahasız oyun anlayışını mazur görmek mümkün değil.
* F.Bahçe'nin yabancı sayısındaki yaklaşımını nasıl buluyorsunuz? F.Bahçe Başkanı'nın talebi anlamsız. Bu kadar yabancıyla ne yapmayı planlıyor? Avrupa'daki başarısızlık yabancı sayısıyla mı ilgili? G.Saray Avrupa Şampiyonu olurken bu kurallarla oynadı. Ve ilk 11'de düzenli yer alan sadece üç yabancısı vardı. Yabancı sayısı başarının anahtarı değildir. F.Bahçe Başkanı'nın feryadını anlamak mümkün değil. 20 yabancıyla oynasa daha mı mutlu olacak? Kimi almak istedi de, alamadı? Çok meraklıysa elindeki kalitesiz yabancıları yollayıp kalitelilerini alsın. Nobre, Luciano vazgeçilmeyecek oyuncular değil. Onları versin çok istediği yabancılardan iki tane alsın. F.Bahçe bu haliyle ve bu hakemlerle zaten şampiyonluğun en büyük adayı. Avrupa'da ise kırmızı kart gören iki oyuncusu, iki yabancı. Demek ki; yabancılar her derdin ilacı değil. Tabii, F.Bahçe Başkanı'nın basından destek istemesi de son derece komik. Sürekli azarlayıp hakaret ettiği gazetecilerden destek istiyor. Bu da kaderin cilvesi olsa gerek.
|