|
|
Yabancı yıldız mı 'yalancı' yıldız mı?
Emrah Kayalıoğlu, "Sayı değil kalite" başlıklı mükemmel bir yazı yazmış. Emrah, Daum'un Avrupa'daki yenilgilere gerekçe olarak gösterdiği, "Eşit şartlarda yarışmıyoruz. Daha fazla yabancıya ihtiyacımız var" serzenişlerinin ne kadar haksız olduğunu verdiği örneklerle ve bilgilerle çürütüyor. Emrah'ın, "Başarısızlığa kılıf bulmada üstümüze yok" tespitine katılıyorum. Ancak başarıları kıskananların ve küçültmeye çalışanların da olduğunu vurgulamak istiyorum. Sevgili büyüğüm Alaattin Metin de "Bu kafayla olmaz" başlıklı yazısında F.Bahçe'nin başarısızlığını yabancı sayısının azlığına bağlamış. Alaattin Metin, G.Saray'ın UEFA Şampiyonluğu'nu da "100 yılda bir yakalanacak şans" olarak görmüş Şimdi kendisine soruyorum; birlikte olduğumuz Kore-Japonya hattında Milli Takım Dünya Üçüncüsü olurken kaç tane yabancıyla oynuyordu? Hepsi Türk çocuğuydu. Bugün UEFA Şampiyonluğu'nu şansa bağlamak bir camiaya haksızlıktır, Milli Takım'ın başındaki Fatih Terim'e saygısızlıktır. G.Saray'ın parlak yıllarında sadece UEFA Kupası, Süper Kupa kazanılmamış, Milli Takım 2000'de Hollanda'da çeyrek final oynamış, 2002'de Dünya Üçüncüsü olmuştur. Yukarıdaki resme baktığınızda Milli Takım iskeletinin G.Saray kökenli oyunculardan kurulu olduğunu görürsünüz. Dünya futbolunda başarılı olmuş ülkelerin temelinde "Lokomotif" kulüpler hep rol almıştır. Hollanda'da Ajax, Almanya'da Bayern Münih, Arjantin'de River Plate, Boca Juniors, Türkiye'de de Galatasaray lokomotif takımlardır. G.Saray'ın UEFA şampiyonluğunu kazandığı dönemdeki yabancıları da ülke milli takımlarının çok önemli oyuncularıydı. Taffarel 2 Dünya Kupası finali oynamıştı, Amerika'da Brezilya'ya şampiyonluğu -kurtardığı penaltılarla- kazandırmıştı. Popescu, Barcelona'nın kaptanıydı. "Karpatların Maradonası" Hagi de G.Saray'ın saha içi öğretmeniydi. Hakan Şükür, Arif Erdem, Ümit Davala, Suat Kaya, Bülent Korkmaz, Fatih Akyel, Hakan Ünsal, Okan Buruk, Emre Belözoğlu gibi yetenekler, kaliteli ve öğretici yönü güçlü yabancılarla donanınca G.Saray başarı merdivenlerini tırmandı. Yerli oyuncular yabancılara sıcak davranışlarıyla, yabancılar da yerli oyunculara bilgi ve birikimleriyle destek oldu. Sayın Alaattin Metin ve Sayın Daum; başarısızlığı yabancı sayısının eşitsizliğine bağlayacağınıza eldeki yabancı malzemesini gözden geçirmek daha doğru olur. G.Saray'ın tüm yabancılarının kalitesini tartışabiliriz. Ama hepsinin ülke milli takımlarında oynadıkları da bir gerçek. Peki F.Bahçe'nin kaç yabancısı ülke Milli Takımları'nda oynuyor. Anelka yeni çağırıldı. Alex'in Milli Takım istikrarı yok. Sadece Appiah sürekli oynuyor. Temel sorun yabancı oyuncuların liderlik vasıflarının olmaması. Hagi ve Popescu liderdi. Hooijdonk da liderlik yaptı. Bilgi ve birikimlerini yerli oyunculara aktardı. Yabancı çok olacağına kaliteli, bilgili, öğretici ve örnek olmalı. Hatırlatayım; "Söyleyen ve haykıran kıskançlık, daima beceriksizdir."
|