| |
Zincirlikuyu'dan çalışmaya gelmek
Başarılı ve çalışkan ekonomi editörlerimiz geçen gün sayfalarına bir haber grafik kondurmuşlardı.. Baktım baktım da nerelere gittim anlatamam... Gelecekte Türk insanı kaç yaşında emekli olacak, onu duyurmak istemişler. Şimdi çalışan erkek 60 yaşında emekli oluyor ya... 2036'da 61 yaşında emekli olunacakmış. Ben bıraktım kaç yaşında emekli olunacağını, 2036'ya takıldım. Bendeniz aslında emeklilik hakkımı elde etmiş olduğum halde, çalışmayı seçmiş hür bir vatandaşım... Hazzetmem pek emeklilikten falan... Allah ömür verir de, 2036'yı da görürsem, üzerinize afiyet 84 yaşında olacağım. Rakı veya viski istesem herhalde en yakın Mazhar Osman'a telefon edip, derdest ettirirler. Hele gizlice de olsa sigara içmeye kalkışırsam, karım sigarayı burnumda söndürür. Halbuki Woody Allen ne diyordu: Hayatta sevdiğim her şey, ya yasadışı ya ahlakdışı ya da şişmanlatıyor.
Diyelim ki 2036'da hâlâ emekli olmadım. Herhalde her sabah Kozlu veya Zincirlikuyu mezarlığından kalkıp gazeteye gelmek zorunda kalırım, büyük ihtimal bu kabristanlarda yer kalmamış olacağından beni Büyükçekmece'ye gömeceklerdir, oralardan nasıl kalkar gelirim bilemem. Hele 2075'i hayal dahi edemiyorum. O kadar uzak ki, bugün 20 yaşında çalışmaya başlayacak bir genç bile o tarihte 90 yaşında olacaktır. Peki sen bu istatistik grafiğine niye takıldın derseniz, benim gibi birçok okuyucunun kemiklerini titretmiş midir sadece onu merak ettim.
Yoksa bilmez değilim, ekonomik istatistikler, çoğunlukla ekonomistlerin bizleri kehanetlerine inandırmak için kullandıkları hilelerden ibarettir. Veya "Bunlar bunlar olacak, ayağınızı denk alın" şeklindeki hatırlatmalardır sadece...
Mesela size, önümüzdeki yıl 2.5 katrilyon lira ceza ödeyeceğiz desem, ne dersiniz? Hadi lan dalga mı geçiyorsun, dersiniz... Peki, 2005'te yurttaşlara kesilen ceza bu kadar dersem... O zaman da bıyık altından gülmeye başlarsınız... Çünkü 2004'te de yaklaşık bu kadar ceza kesilmişti ama ancak yüzde 23'ü ödendi. 2005'te de sadece yüzde 14'ü ödendi. Tabii bıyık altından gülersiniz, çünkü Devlet-i Ali Türkiye Cumhuriyeti cezayı keser ama biz ödemeyiz.
Komik bulduğum olay şu: Bir devlet, geçmiş istatistiklere bakarak, "Arkadaşlar bu yıl, şu kadar ceza kesilecek" şeklinde olaya yaklaşır mı? Bence yaklaşmaz ama bizimkiler mecburen yaklaşıyor. Çünkü mangır lazım.. İyi de.. Ya biz Türk milleti olarak aniden cezayı gerektirecek hatalar yapmamaya karar verirsek ne olacak? Trafikte sıfır hata.. Seyrüsefer sular seller gibi akıyor, herkes kurallı hareket ediyor. Vergiler zamanında ödeniyor. Adli borçlar, idari takazalar vaktinde ödeniyor... Ne olacak o zaman? Maliye avucunu yalayacak! Çok isterdim böyle bir numara yapmamızı.. Sırf 2006'da 2.5 katrilyon lira bekleyen Kemal Unakıtan'ın sukut-u hayalini görebilmek için.. Milletimizin uyanıklığı veya sakarlığı üzerine kurulmuş bir ceza sektörüdür bu! Fakat millet de çözümü bulmuş, cezayı yiyor ama ödemiyor!
Netice itibariyle, 2036'da hala gazeteye gelip çalışmıyor olsam da, gazeteleri okuyup yine bu meselelerin konuşuluyor olmasından ürkerim, aslında!..
|