|
|
MHK Başkanı...
Merkez Hakem Kurulu Başkanı'nı henüz bu göreve gelmeden tanıdık. O tarihlerde istikrarlı, ilişkilerini seviyeli sürdüren bir kulüp yöneticisi idi. Ufuk Özerten, Merkez Hakem Kurulu Başkanlığı'na geldikten sonra da doğru bildiğini net söyleyen adam hüviyeti kazandı. bu özellikleri ile benim de mevcut sempatimi artırdı. Ancak takdir gören bu şahsi özellikleri yürüttüğü görevdeki hatalar nedeni ile bir süre sonra aleyhine dönme sinyallerini erken verdi.
ŞÜPHE YUMAĞI İdare ettiğiniz kurumların başarı ve başarısızlıkları, kurumun başına fatura edilir. Ligin 11. haftası itibariyle bakıldığında tartışmalı pozisyonlar ve hakem hataları var. Sonuç olarak bu hatalı kararlarla ligin istikrar içinde süremeyeceği de gündeme gelmeye başladı. Bu hatalara tedbir almadığı gerekçesi ile Merkez Hakem Kurulu Başkanı da televizyonda eleştirilip yıpratıldı. "Sadece bir takımın tüm deplasman maçlarına FIFA kokartlı hakem verilmesi" iddiası ise bardağı taşıran son damla oluyordu. Yani bir tarafta penaltı pozisyonları dahil birçok tartışma ve hakem hatası, tüm hatalarına rağmen Ankaralı olmaları nedeniyle kayrıldığı ima edilen hakemler, deplasman maçlarında tecrübeli hocaların atandığı 'ligin tek takımı' iddiaları... Ve diğer tarafta bunları cevaplaması ve reddetmesi gereken Özerten topluca bir 'şüphe yumağı' oluşturuyordu. Böylesine hakem hataları ile de tartışmasız bir ligin son bulması mümkün görünmüyordu.
KARİZMA ÇİZİLİR Bu kadar eleştiri ve iddia karşısında sorumlu makam MHK Başkanı'nın ivedi adımını atması gerekir. Görünen bu problemi basitçe çözmek de, hissi davranarak duyarsız kalıp işi 'kördüğüm etmek' de şu andan itibaren Sayın Özerten'e kalmıştır. Ancak hem önlem almayıp hem de sonuna kadar 'yüksek perdeden konuşmak' kazanılan karizmayı kesin çizer, bu dost tavsiyesi de böyle bilinmelidir.
|