|
|
|
|
"İdeolojik yaklaşım sergiliyorlar"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'de son zamanlardaki gelişmelerin hepsinin ideolojik yaklaşımların neticesi olduğunu belirterek, ''Hiçbir eğitim görevlisine karşı biz bir dayatma içinde olmayız'' dedi.
Bayram namazının ardından Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Yemekhanesi'nde düzenlenen geleneksel kahvaltıda konuşan Erdoğan, 3 yıllık sorumluluk dönemlerinde ülkenin nereden nereye geldiğinin herkes tarafından görüldüğünü söyledi.
Erdoğan, bu sürenin bir çetelesinin tutulduğu zaman vicdanlarının rahat olduğunu ifade
ederek, iktidar olarak kendilerini sürekli hesaba çekmeyi şiar edindiklerini kaydetti.
''Kendimizi hesaba çekelim ki, başkalarını da hesaba çekmeyi bilelim'' diyen Erdoğan, kendilerini hesaba çekmezlerse başkalarını hesaba çekme yetkilerini kendilerinde göremeyeceklerini vurguladı.
Türkiye'nin öncelikle dünyadaki konumunu yükseltme ve yüceltmeyi hedef edindiklerini, bunu da başardıklarını anlatan Erdoğan, bugün aynı zamanda 3 Kasım seçimlerinin 3. yıldönümü olduğunu hatırlattı.
Erdoğan, 3. yılda farklı bir heyecanla 4. yılın çalışmalarına başladıklarını ifade ederek, ''Dışarıdan Türkiye'ye bakışı değiştirme süreci bize özgüven kazandırdı. Türkiye, bir güven ve istikrar ülkesi oldu. Bu özgüven tarafımızdan kazanılmamış olsaydı, Türkiye dışındaki ülkelerin Türkiye'ye bakışı bu güven çerçevesinde olmamış olsaydı, biz şu anda akredite edilen bir ülke olmazdık. Ama şu anda akredite edilmiş bir ülkeyiz'' dedi.
EKONOMİK GELİŞMELER
Borç stoğunu döndüremeyen, memurun, işçinin maaşını nasıl ödeyeceği tartışılan bir ülkeyken bugün artık bunların aşıldığını, böyle bir sıkıntının olmadığını ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin ödediği faiz itibariyle de sürekli eksilen bir ülke durumuna geldiğini söyledi.
Bazı parametreleri örnekleriyle anlatan Erdoğan, göreve geldiklerinde yüzde 70 olan nominal faizin yüzde 70'ten yüzde 14'lere kadar düştüğünü hatırlatarak, ''Yüzde 1 faiz oranının Türkiye'ye maliyeti 1.5-2 katrilyon lira arasında değişiyor. Bu dönem düşen faizlerin Türkiye'ye neler kazandırdığını hesap etmek kolay olacaktır'' diye konuştu.
Enflasyonda da hedefin yakalanacağını, şimdi cepte bereketi olan bir paranın bulunduğunu dile getiren Erdoğan, istikrar noktasında takdir edilen ve sınıf atlayan bir ülke durumunda olunduğunu kaydetti.
Bazılarının ''Türkiye'de yatırımların durduğu'' yönünde eleştiriler yaptığını hatırlatan Erdoğan, ''Hayır, dürüst davranmıyorlar, konuşmuyorlar. Altıncı ayın sonu itibariyle Türkiye'de yatırımların miktarı 36 katrilyon liradır. Bu yıl sonu itibariyle 70 katrilyonu bulacak. Bu ne demektir; ya yeni yatırımlar var, ya mevcut bütün makine ekipmanları teknolojiye orantılı yenileniyor ya da Türkiye'ye yabancı sermayenin girişi var. Bunların üçü de şu anda vakadır, gerçektir. Bunlar oluyor'' dedi.
Erdoğan, geçen ay sonu itibariyle 524 bin kişiye iş bulunduğunu, ancak Türkiye'deki doğum oranları nedeniyle sıkıntı yaşandığını vurgulayarak, bu sıkıntının sadece Türkiye'ye özgü olmadığını, dünyanın her yerinde yaşandığını anlattı.
''EĞİTİMDE ÖNEMLİ BİR SÜRECİ YAŞIYORUZ''
Başbakan Erdoğan, Türkiye'nin eğitimde de çok önemli bir süreci yaşadığını dile getirerek, şöyle devam etti:
''Ben bizi ilgilendiren boyutuyla konuşuyorum. Bunun altını çizmek isterim. İlköğretim ve ortaöğretimde makas açığını daraltıyoruz. 3 yılda Türkiye'de açılan derslik sayısı 60 bini buldu. Bu Cumhuriyet tarihinde bir rekordur. İlköğretimdeki ücretsiz kitap uygulamasını, daha sonra ortaöğretim için de düşünüyoruz. Devlet, vakıf ve özel sektör koordinasyonu ile eğitimi başarma yönünde vaadimiz var. Bunu ilk ve orta öğretimde başardık, ama yükseköğretime gelince oraya bir makas attılar. Nedir o makas? Vakıf, devlet var, ama özel sektör yok.
Niye özel sektör yok? Yani bununla özel sektörü bu işin dışına çekebildiler mi? Hayır. Ne oldu bu defa? Muvazaa oldu. Özel sektör yine işin içinde ama muvazaa ile işin içinde. Bunu böyle yapacağına bırak yükseköğretimde de bu aynen devam etsin. Hayır, dert başka...
Eğer ideolojik yaklaşırsanız netice bu olur. Son zamanlardaki gelişmeleri görüyoruz. Hepsi ideolojik yaklaşımların neticesidir, başka bir şey değil. Samimiyet olsun, bunların hiçbiri olmaz. Hepsi şöyle, el ele, gönül gönüle, 'biz bu ülke için, millet için ve gençlerimiz için çalışıyoruz' anlayışıyla yaklaşılsa, bu ülkenin Başbakanı hepsinin yanında, onların hizmetkarı olur. En ufak bir tereddüdüm yoktur. Asla hiçbir eğitim görevlisine karşı biz bir dayatma içerisinde olmayız, ne ben, ne arkadaşlarım.''
''MUKAYESELER ORTADA''
Başbakan Erdoğan, ''Hani kadro mu, para mı veriliyor?'' şeklinde bazı şeylerin söylendiğini de ifade ederek, ''Hepsi yalan. Bugüne kadar verilenin biz çok çok üstünde veriyoruz. Mukayeseler ortada'' dedi.
Maaş konusuna da değinen Erdoğan, maaşların yüksek olmasının istenmesi durumunda bunun bir farklılık yaratacağını belirterek, Türkiye'de bir sistemin olduğunu, herkesin bu sistem içerisinde maaşını aldığını kaydetti. Erdoğan, ''Gönül arzu eder ki, daha iyi imkanları yakalayalım. Bu ekonomik yapıyla alakalı. İnşallah bu da olacak'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, daha sonra, kahvaltıya katılan Başbakanlık Müsteşarı Ömer Dinçer, İstanbul Valisi Muammer Güler, Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş, Marmara Üniversitesi İlahiyat Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Celal Erbay, İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Payda ve diğer konuklarla bayramlaştı.
Bu arada, Başbakan Erdoğan'ın bayram namazını kıldığı Marmara İlahiyat Vakfı Camii önü ve çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Camiye giren cemaat, üst aramasından geçirildi. Başbakan Erdoğan'ın, kahvaltıda yaptığı konuşmadan sonra gazeteciler dışarı alındı.
(AA)
|
|
|
|
|
|
|
|
|