|
|
|
|
|
|
Kalendermeşrep tarikat: Haydariyye
Hindistan, İran ve Türkistan'da yayılan Haydariyye, müridlerinin kalendermeşrep olmasıyla tanınıyor. Kutbüddin Haydari'nin kurduğu tarikatın dervişlerinin kulaklarına küpe, boyunlarına 'Tavk-ı Haydari' denilen demir halka, ayaklarına ise zincir taktıkları biliniyor.
Haydariyye tarikatının kurucusu olarak kabul edilen Kutbüddin Haydari Zavei'nin müridleri genellikle rind ve kalendermeşrep kişilerdi. Dervişlerin bir kısmı Cemaleddin-i Savi'ye bağlanarak 'Cevlakıyye' diye bilinen tarikatı meydana getirirken, aynı meşrepte olup Horasan bölgesinde yaşayan dervişler Haydariyye tarikatını oluşturdular. Kazvin yakınlarındaki Save'de doğup Suriye'de faaliyet gösteren Cemaleddin-i Savi ile Kutbüddin Haydar arasında herhangi bir yakınlık bulunmadığı halde yaşama tarzlarının birbirine benzemesi sebebiyle biri Kalenderiyye'nin
Haydariyye, diğeri de Cevlakiyye kolunun kurucusu olarak kabul edilmiştir. Haydariler, kısa zamanda İran'ın diğer bölgeleriyle Türkistan, Hindistan ve Anadolu'ya kadar çok geniş bir alana yayıldılar. Nizameddin Evliya'nın "Feva'idül-fuad" adlı eserinde, o çağda Hindistan'da Haydari dervişlerinin bulunduğu anlatılıyor.
ALLAH'IN AFFINA GÜVEN Diğer tarikat mensuplarının namaz kılmalarına, oruç tutmalarına ve evrad okumalarına karşılık Haydariler, niyazla meşgul olduklarını, cehennem azabı akla gelince de Allah'ın affına ve lütfuna güvendiklerini söylerler. Haydariliğin Horasan'da ortaya çıkışından üç asır sonra Vahidi'nin Anadolu'da gördüğü Haydariler, tarikatın değişime uğramış halini temsil etti. Bu kişilerin genellikle köylerde ve şehirlerin kenar mahallelerinde vakit geçirdikleri, belde belde dolaştıkları belirtiliyor. Şiiliğin İran'da yaygınlaştığı yıllarda Haydariler, halkın kendilerine iyi gözle bakmadığını ve faaliyetlerinin zorlaştığını görünce Şiiliğe meyletmişler, bu da onların İmam Musa el-Kazım'ın soyundan gelen Kutbüddin Haydar-ı Tuni'nin müridleriyle karıştırılmasına sebep olmuştu. Ancak bu durum sadece İran'daki Haydariler için söz konusuydu.
ŞAH TEKKEYİ KAPATTI Başta Tebriz olmak üzere İran'ın birçok şehir ve kasabasında Şii Haydariler'le Sünni Nimetullahiler arasında Safeviler zamanında başlayan kavgalar ve çekişmeler Kaçarlar'ın son dönemine dek sürdü. Şah Abbas'ın günah sayılan kötü işlerle meşgul olduklarını ileri sürüp Haydariler'in Tebriz'deki tekkesini kapattığı da biliniyor. Haydariyye, Anadolu'da XV. yüzyıldan sonra Şemsiler, Camiler, Edhemiler ve Rum abdalları gibi kendilerine benzeyen diğer tasavvufi zümrelerle birlikte sosyal hayattan silindi ve bazı gelenekleri Bektaşiliğin içinde devam etti. Kutbüddin Haydar, sonradan Türbet-i Haydariyye adını alan Zave'deki zaviyesinde uzun süre faaliyet gösterdiği halde, genellikle zamanlarını seyahatle geçiren Haydari dervişlerinin zaviyelerinin olmadığı biliniyor.
Özlem Yılmaz - Ulaş Yıldız
|
|
|
|
|
|
|
|
|