| |
|
|
Yapsın ama ne yapacak!
Okurlarımın bazılarında bir "Yanlış algılama" oluşmuş. Benim Dubai sermayesini Türkiye'ye getirecek ortak yatırımlara "Karşı çıktığımı" düşünüyorlar. Oysa bu köşenin daimi okurları bilir ve biliyor ki, ben kısa vadeli hesaplara değil, uzun vadeli faydalara bakıyorum. Bu mantıkla, Ford'a verilen araziye herkes karşı çıkıp "Peşkeş" derken ben, "O arazi Ford'a verilmeli. Böyle yatırım yapan herkese arazi verilmeli" diyen ilk yazardım. Nitekim benim bu yazılarımdan sonra dönemin Cumhurbaşkanı çıkıp "Köşk'ün bahçesinde bile arazi veririm" deme cesaretini gösterebildi. Dubai kaynaklı yatırımlar konusunda da aynı fikirdeyim. Ama Duabi Properties'in yatırımları konusunda kafamda soru işaretleri var ve bunlara yanıt arıyorum. Tatminkâr yanıtlar bulmadan destek veremeyiz. Dubai İnternational Properties (DİP) ile yapılan anlaşma tam olarak nedir bilmek istiyoruz. Basit bir kat karşılığı bina anlaşması ise daha iyisini yapmak mümkün. Bunu destekleyemem. Ama bir ortak iş geliştirme projesi ise durum başka. Dün Pegasus Havayolları'nın iç hat seferlerine başlaması nedeniyle düzenlenen tören için Sabiha Gökçen Havalimanı'ndaydım. Biliyorsunuz, bu havalimanı o bölgede yapılması planlanan bir "Teknopark" ın parçası. Havalimanı bitti ama teknoparktan eser yok. Şu Dubaili yatırımcılar acaba bu işle ilgilenmezler mi? Geleceğe dönük ortak proje diye ben buna derim, İstanbul'un en itibarlı yerine müşterisi hazır "Dev apartman" dikmeye değil. Bizlerin oyuyla seçilen ve bizim için bizim kentimizi yönetenlerin bu sorulara cevap vermesi gerek. İstanbul ne Kadir Topbaş'ın, ne de ona hiç haketmediğini ispatladığı bu görevi verenlerin babasının malı değil.
|