Sivil toplum muhtırası...
Ekonomik ve Sosyal Konsey, uzun bir aradan sonra bugün toplanacak. Gündeminde tek madde var; Meclis'e sunulan Sosyal Güvenlik Reformu Yasa Tasarısı... Şimdi soru şu; "Meclis'e gönderilmiş tasarı için Ekonomik ve Sosyal Konsey neden toplanıyor?" Soruya, konunun yetkilisinin verdiği yanıtı net: "Ekinde 12 sivil toplum örgütünün imzasını taşıyan muhtıra aldık..." Ardından olayın detayını anlatmaya başladı; Belirttiğine göre, 12 Ekim günü saat 13.30'da tasarının Meclis Komisyonu'nda görüşülmesine başlanmasını kararlaştırmışlar.
Saat 13.30 faksı Komisyon toplantısı başlamadan, TBMM Başkanı, Başbakan ve Çalışma Bakanı'nın faksına, "Bizler Emek Platformunu oluşturan örgütler olarak" diye başlayan şu metin düşmüş: "Söz konusu yasa tasarısı ile ilgili olarak kamuoyunda henüz ortak bir mutabakat sağlanamadığından, görüşmelerin askıya alınması ve aşağıda imzası bulunan örgütlerin temsilcileri ile mutabakata varıldıktan sonra görüşmelerin başlatılması hususunu bilgilerinize arz ederiz..." Altında da sırasıyla şu 12 sivil toplum kuruluşu başkanının imzası: "Türk-İş, Hak-İş, DİSK, KESK, Kamu-Sen, Memur-Sen, BASK, TMMOB, TTB, TEB, TİED, T.Emek Der..." Emek Platformu'nun uyarısı üzerine Çalışma Bakanlığı harekete geçmiş. Her ne kadar, "Bütçeyi öne almak için başlamadık" denilse de IMF'nin bu yıl başına kadar çıkmasını şart koştuğu tasarının Komisyon'daki görüşmesinin askıya alınmasına muhtıra neden olmuş. Emek Platformu, sadece muhtırayı fakslamakla kalmamış. Sendika başkanları hükümetin etkilili isimlerine ulaşıp, "bu metni önemseyin" uyarısında da bulunmuş.
Türkİş ve DİSK'in uyarısı Türk-İş Başkanı Salih Kılıç, dünkü sohbetimizde, "Eğer uyarımız dikkate alınmasaydı, bu yasanın Meclis'ten çıkması zora girerdi" dedi. DİSK Başkanı Süleyman Çelebi de aynı yaklaşımı gösterip ekledi: "Hükümet ben yaptım oldu anlayışı ile gidiyor. Oysa, reformun çıkmasını en çok biz istiyoruz. Çökmüş sistem en çok bize zarar veriyor. Ancak bir daha çökmemesi için, iş ve işveren taraflarının görüşlerinin de dikkate alınması lazım." Çelebi, bir noktaya daha dikkat çekti: "Eğer 'biz yaptık olacak' diye gitselerdi, her türlü eylemi yapacaktık..." Uyarı metninin altına, Sosyal Güvenlik Reformu Tasarısı'nda değişiklik yapılmasını istedikleri 29 maddeyi de sıralamışlar. Kılıç ve Çelebi'nin de dün belirttiği gibi maddeler, reformun önünü kesici nitelikte unsurlar içermiyor. Nitekim, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Murat Başesgioğlu da uzun süredir, "Reformu ancak toplumsal mutabakat ile hayata geçirebiliriz" görüşünü dile getiriyor. Her ne kadar sivil toplum örgütlerinin uyarısı sonucu gerçekleşiyor olsa da Ekonomik Sosyal Konsey'in bugünkü toplantısı bu açıdan önem taşıyor.
Eş zamanlı olmalı Çünkü zaten her kesim, sistemin çöktüğünü söylüyor, reformu savunuyor. Gazetemizin dünkü manşetinde Abdurrahman Yıldırım'ın yazısında da belirttiği gibi "sistemin sosyal felaket" halini aldığını başta sendikalar vurguluyor. Sosyal Güvenlik Reformu'nun tek başına çıkması da yetmiyor. Eski Sağlık Bakanlığı Müsteşarı, Anavatan Genel Başkan Danışmanı Aytun Çıray'ın da vurguladığı gibi; Hastanelerin İşletme Haline Getirilmesi ve Aile Hekimliği yasalarının da eş zamanlı çıkması gerekiyor. Yoksa, geçmişte olduğu gibi; "zarar eden emeklilik sigortasının, kar eden sağlık sigortası tarafından desteklenmesinin yarattığı çöküntü" bu reformu da bitirir.
|