Ya kaos ya da...
Hafta içerisinde Tahkim Kurulu meselesi yüzünden Türk futbolunun 3 büyük kulübünün başkanları arasında "basın toplantısı-söz düellosu" karışımı gerginlikler yaşandı. Hafta sonu gerginlik ne yazık ki sahaya taşındı. D.Bakır-V.Manisa maçında seyircinin hakeme tepkisi yüzünden oyun bir süre durdu (Maçın hakemi Bülent Yıldırım da gözlemcisinden 6.5 not aldı, yani zayıf performans). Denizli taraftarı, yenilginin hesabını yönetimden sordu, maç sonrası şehirde istenmeyen olaylar meydana geldi. Diğer maçlarda da hakemler genel olarak hedef tahtası seçildi. 90 dakika seyrettiğimiz maçlarda ve diğer maçların özet görüntülerinde, sonuca tesir edebilecek hatalar göze çarptı. Tabii bu manzarada insan, gelecek günleri net göremiyor. İsviçre ile oynayacağımız kader maçları öncesi futbolumuzun içine sürüklendiği kaos, İsviçre maçları sonrası daha da derinleşebilir. Hele bir de Dünya Kupası'na gidemezsek, çok tehlikeli noktalara sürüklenebiliriz. Ya da birileri çıkıp daha önce olduğu gibi bütün sorunları, çözüm üretmeden hiç yoklarmış gibi davranıp halının altına süpürecek ve hayata devam edeceğiz. Bakalım neler olacak... Haftanın dikkat çeken noktalarından birisi, zirvede F.Bahçe'nin galibiyeti ve G.Saray'ın yenilgisiydi. F.Bahçe'de 100. resmi maçına çıkan teknik direktör Christoph Daum, 1975'ten beri süregelen bir geleneği yıktı. 1972-75 yılları arasında görev yapan Brezilyalı Didi'den sonra en uzun süre görevde kalan teknik adam oldu. Sadece saha içerisinde değil, saha dışında da akıllı hamlelerle 2000'li yılların başında kokain yüzünden yaşadığı depremi atlattı Daum...
90 DAKİKADA 6 ŞUT! Öte yanda sezona çok iyi giren, taraftarın sevgilisi olan Eric Gerets, Tromsö maçlarından beri süregelen hatalarına bir yenisini daha ekledi ve G.Saray ligde bu sezonki ilk yenilgisini aldı. Mazeretleri çoktu elbet. Hasan Şaş, Orhan, Ümit ve Sabri gibi asları yoktu sahada. Ama bu, G.Saray gibi bir takımın 90 dakika boyunca sadece 6 şut çekebilmesi için bir mazeret olabilir mi? Bu noktada Mesut BakkalBülent Korkmaz ikilisi ile çıkışa geçen G.Birliği'ni de kutlamak gerekir. Göreve geldiklerinde golü bile olmayan bir takım aldılar. 7 haftalık sürede 3 galibiyet, 3 beraberlik alıp sadece 1 kez yenildiler. Ligin en az gol yiyen üçüncü takımı olma özelliğini de unutmalayım. Kayseri'nin yükselişi sürüyor. Ertuğrul Sağlam, başarılı bir sistem oluşturdu. Öyle ki, haftalarca yedekte oturan bir oyuncu takıma girdiğinde sırıtmıyor. Örneğin Aydın, ligin ilk 10 haftasında yedek kulübesinde oturdu. Savunmada sakatlık yüzünden boşluk doğunca, hafta içerisinde Trabzon maçında sahaya çıktı. Sonuç: 2 resmi maçta Kayseri gol yemeden galip geldi. Az bütçeyle doğru transfer ve doğru sistem kurmanın sonucu bu işte...
|