Cumhuriyet Bayramı'nda gelen cep mesajları..
Dikkat kesildim.. Cep telefonuma, ardı arkası kesilmeyen mesajlar gelmeye başlayınca.. Bir, iki, üç, beş.. Bazıları kapital harflerle yazmış.. Bazıları da kapital vurgularla... "En büyük bayramımız, Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun" diye... Öyle bir kutlama mesajı ki, harflerin yazılış biçiminden, içindeki duyguları anlıyorsun... Hani dosta düşmana göstermek ister gibiler, mesajı gönderenler... "Biz buradayız en büyük bayramımızı Cumhuriyet Bayramımızı kutluyoruz..." Yıllar sonra ilk kez, tanıdıklar telefonla arıyor: "Bu akşam Cumhuriyet Balosu'na gitmek istiyoruz... Bizimle gelsene..." Bu duyguyu bilirim... Bu duyguyu yaşamışım.. Bu kabaran duyguların yarattığı olayların kabaran devamlarını da yaşamışım.. Bir daha yaşamak istemiyorum bunları aslında ben..
Ülkemin Cumhuriyetçiler ve Cumhuriyet dışındakiler diye ikiye bölünmesini istemiyorum artık ben.. Cumhuriyet Bayramı'nı bir kesimin kutlayıp, diğer kesimin dışında kalmasını arzulamıyorum ben.. Onun için günlerdir, hükümetle rektörlerin savaşı haline gelen ve Cumhuriyet tartışmasına yöneleceğini gördüğüm o mahut tartışmaya, kalemimi odaklamak istemiyordum ben.. Ben o mahut tartışmadan kaçtıkça, o mahut şey üzerime üzerime gelmeye başladı.. Sonunda Vakit gazetesi dün 9 sütuna manşeti attı.. "Sözde Cumhuriyet.." Bugün 82'nci yıldönümünü kutladığımız Cumhuriyet'te Cumhur'un adı varmış, kendisi yokmuş!.. Yönetme yetkisi padişahtan alınmış, ama tam olarak halka verilmemişmiş.. Kurumlar oligarşisi Cumhuriyet'in içini boşaltıyormuş.. Pes!.. Pes ki ne pes...
Bugün ülkede Cumhur'un kendisine hükümet olarak seçtiği AKP değil mi?.. O Cumhur'un seçtiği hükümet, 3 yıldır bu ülkeyi yönetmiyor mu?.. Kararları, Cumhur'un o hükümeti almıyor mu?.. Hükümetin aldığı kararları yok sayan, vız gelir tırıs gider deyip takmayan, aklı başında biri var mı Türkiye'de?.. Herkes seçilmiş hükümettir diyerek hükümetin tercihine gönüllü ya da gönülsüz saygı duymuyor mu?.. Irak için tezkereden, Avrupa Birliği'ne girişe kadar, her kararı bu Cumhuriyet adına bu Cumhuriyet'in Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan dünya aleme açıklamıyor mu?.. Peki nasıl oluyor da bu güzelim Cumhuriyet'in 82. yıldönümünde atılan başlık "Sözde Cumhuriyet" oluyor.. Bu cumhuriyet söylediğiniz gibi sözde olsa, bu ülkede demokrasi olmasa Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan mı olurdu?.. Önce bunu düşünsenize.. Bir şeyi söyleyeyim.. Ben bazıları gibi, Vakit gazetesini küfür etmek için almam.. Hasan Karakaya başta olmak üzere, bazı yazarlarını her gün mutlaka okurum.. Manşetlerine bakarım.. Demokrasinin bir gereği, o cenahın da neler söylemiş olduğunu okur, demokrasi adına içime sindiririm.. Afra tafra yapmam, küçümsemem, küfürlere meze yapmam..
"Sözde Cumhuriyet" manşeti herhalde öylesine atılmadı.. Böylesine ağır bir manşet, herhalde oturulup düşünüldü, ince elendi sık dokundu.. 82 yıllık koskoca bir Cumhuriyet için "Cumhur'un adı var kendisi yok" diyebilmek için epey düşünmüş olmaları gerekiyor.. Bir de şunu düşünseler iyi olurdu.. Vakit çevreleri hep bir şeyler olduğunda birilerini provokasyon yapmakla suçlar.. Durup dururken, çıkartılan kıvılcımların, bazı derin odaklar tarafından özellikle organize edildiğini söylerler yazılarında.. Bilemiyorum dün Vakit gazetesinin söz ettiği derin bazı odaklar, gazetenin yazı işleri toplantısına mı girmişlerdi?.. Eğer girmedilerse, hiç girmelerine gerek yok artık!.. Onların yerine! birileri kıvılcımı attı çoktan.. Dün sabahtan itibaren, telefona "Cumhuriyet Bayramı en büyük bayramdır" diye mesajlar düşmeye başladı zaten.. Müthişsiniz.. Tebrikler!..
|