kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erken doğumdan korkmayın
Erken doğumdan korkmayın
"O kadar hızlı büyüdüler ki"

Erken doğumdan korkmayın

Normal süresinden önce dünyaya gelen prematüre bebeklerin yaşama şansı giderek artıyor. 500 gram doğan bebekler bile gelişmiş yoğun bakım ünitelerinde hayata tutunuyor..

Bir bebeğin sağlıklı bir şekilde dünyaya merhaba diyebilmesi için, anne karnında en az 9 ay kalması gerekiyor. Ancak kimi bebekler çeşitli nedenlerle, anne karnını çok daha erken terk edebiliyor. Neyse ki erken ve kilosu normalin altında doğan bebekler, gelişen "Yenidoğan yoğun bakım üniteleri" sayesinde yaşamaya devam ediyor. Tıp literatüründe 2 bin 500 gramın altında doğan bebek, bir de zamanından önce dünyaya gelmiş ise, "prematüre" olarak adlandırılıyor. Amerikan Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi Şefi Dr. Gülnihal Şarman, bakım gerektiren prematüreliğin de dereceleri olduğunu söylüyor: "Zamanından 1-2 hafta önce doğanlar çok riskli olmayıp, çok özel bakım gerektirmeyebilirler. 34. haftadan erken doğanlar, erken doğmuş olmaktan mutlaka etkilenirler. 30. haftadan erken doğanların uzun süre yoğun bakım gereksinimi olur. İşte bu bebeklerin hayata sarılması için destek aldıkları, çoğumuzun kuvözle örtüştürdüğü ama sadece kuvözden ibaret olmayan bir dizi özel bakım koşulları gerekiyor." Peki zamanından önce doğmuş olmak, bir bebeğin yaşamsal faaliyetlerini nasıl etkiler? Dr. Şarman, bu bebeklerin bütün organ sistemlerini ilgilendiren bir "toyluk" söz konusu olduğunu söylüyor ve sözlerine şöyle devam ediyor: "Yaşamsal bir fonksiyon olan soluma bile bu bebekler için güç bir iştir. Ayrıca beyindeki sinir hücreleri ve nefesi düzenleyen merkez, gözlerinin retina tabakası, sindirim sistemi, bağışıklık sistemi gibi her sistemi olgunlaşmamıştır. Bu organların gelişim sürecinde, yenidoğan yoğun bakım ünitesinde yapılan tedavilerle dışardan destek vermeye çalışırız. 28 haftadan erken doğan bebeklere veya çok hasta olanlara çeşitli girişimler yapılmaktadır. Bunlar; solunum makinesiyle destek verme, göbekten kateter yardımıyla besleme, ciğerleri hasta ise özel bir ilaçla nefeslerini olgunlaştırma gibi... Bu arada bebeklerin solunum, nabız, oksijen seviyeleri monitör denilen sayaçlarla devamlı kontrol altında tutulmalıdır." Günümüz koşullarıyla 25 haftalıktan başlayarak bebekleri yaşatmanın mümkün olduğunu söyleyen Şarman, kendi ünitelerinde 750 gramın üzerinde bebeklerin yaşatılma oranlarının yüzde 78, bir kilo doğmuş bir bebeğin yaşama şansının ise yüzde 90'ın üzerine çıktığını ekliyor: "Bu verilerle prematüre bakımı açısından son derece gelişmiş ülkelerin başarılarına yakın oranları ülkemizde de tutturmak mümkün, yeter ki prematüre bakımında 'olmazsa olmaz' olan tüm prensiplere uyulsun. Doğum sayılarının yüksek olduğu, yaklaşık yılda bin doğum yapılan hastanelerde, yenidoğan yoğun bakımına ihtiyaç duyulur. Özellikle riskli gebeliklerin takip edildiği hastanelerde de mutlaka bulunmalı. Eğer bir hastanede doğum yapılıyorsa, risksiz de olsa canlandırma işlemini iyi bilen bir ekibin girmesi gerekiyor mutlaka. Risksiz gebelere bakılan bir hastane ise en azından bebeğin ısıtılabileceği bir kuvöz olması lazım." Dr. Şarman kendi ünitelerinde yaşadıkları mucizevi bir olayı şöyle anlatıyor: "Mayıs ayında taburcu ettiğimiz, 22,5 haftalıkken 520 gram doğan Umut bebek hastanemizin yenidoğan yoğun bakım ünitesinde 120 gün kalarak verdiği yaşam savaşını kazandı. Bugünkü teknolojik ve medikal olanaklarla bebekler 23 haftanın altında doğduklarında, en ileri ülkelerde bile yüzde 5-10 oranında yaşatılıyor. Umut bebeğin cildi doğduğunda incecik jöle bir zar gibi, gözleri açılmamış, erkek bebek olmasına rağmen testisleri inmemiş, kulak kepçesinde kıvrımları oluşmamış, meme başları görünmüyordu. Bu haftada olgunlaşmayan organ sistemleri nedeniyle bebeklerin yüzde 90'ı ölüyor. Sadece yüzde 10'u çok iyi merkezlerde, çok iyi teknolojik bakım ve özenli hemşire bakımıyla yaşatılabiliyor."

Neslihan TUNÇ

DİĞER YAŞAMA DAİR HABERLERİ
 Teröre okulda çözüm arıyor
 Bu kardeşler bir mucize
 Ne istediğini bilen için mutlu aşk da var
 Darıca'nın şansı Kuşadası'yla döndü
 Sanatta melankoliden depresyona
 Ordu'dan Sarp'a doğru
 Dikkat edin kaza olmasın
 Çamurlu suyun şifası
 Düzgün adam kriterleri
 Farklı dozlarda ıstırap
 'Yeşim seni sevmiyorum'
 Adresi değişse artık!
 Değişik bazı şeyler
 Mide yanmasına odun külü
 Anneler, bu test hayati önem taşıyor
 Kendileri kurtuldu sıra diğerlerinde
 Bu kız ahtapot gibi bi şey valla
 Ünlülerin köpekleri lüks içinde yaşıyor
 Hızır acil servis
    Cumartesi Yazarlar
    Güncel
  » Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ
Ders çalışmak ödev değil
Okula giden çocuğun olduğu her...
Ne çok sevdiler onlar sinemayı
Ne çok sevdiler onlar sinemayı
Meşhur 'Cinema Paradiso' filmiyle benzerlikler taşısa da nihayet...
Gerçek pizzanın püf noktaları var
Pizza artık her yerde. İtalyan mutfağıyla bütün dünyaya yayılan bu...
Bu ülkede playboylar profesörlerden çok tanınıyor
Adını Gamze Özçelik ve Çağla Şikel'le yaşadığı ilişkilerle duyuran gazinocular...
Hırka-i Şerif'in Anahtarı onun elinde
Hz. Muhammed'in Veysel Karani'ye verdiği hırka günümüzde hala aynı aile...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.