|
|
|
|
|
|
Okay kardeşlerin kaderini o değiştirdi
Kardeşi sinema sanatçısı Yaman Okay kanserden öldükten sonra meme kanseri olan, yaşam savaşı verirken iki abisini de kanserden kaybeden ressam İnci Okay bugün hayatına sağlıklı bir şekilde devam ediyor.
1993 yılında pankreas kanserinden hayatını kaybeden ünlü sinema oyuncusu Yaman Okay, soğuk bir şubat gününde toprağa verildi. Herkes iyi bir insanı, oyuncuyu kaybetmenin üzüntüsünü yaşarken bu zamansız ölüm, Okay ailesinin daha sonra yaşayacağı trajedinin bir başlangıcıydı aslında... Geldi mi kolay kolay gitmek bilmeyen bir "illet" olan 'kanser'i, Okay ailesinin fertleri genlerinde taşıyordu ama hiçbiri gün gelip teker teker bu hastalığa yenileceklerini bilmiyorlardı.
ÇOK HASSASTILAR Evin en küçüğü Yaman Okay'ın 42 yaşında hayatını kaybetmesinden tam on ay sonra ablası ressam İnci Okay kanser oldu. Meme kanserine yakalanan İnci Okay (57) için yıllarca sürecek bir yaşam savaşı başladı. Bir süre sonra küçük ağabeyleri avukat Yurdun Okay (52) akciğer kanserine yakalandı ve kemoterapi bile görmeye fırsat kalmadan bir buçuk ay sonra 1995 yılında hayatını kaybetti. Sırada ailenin en büyük oğlu avukat Ardan Okay vardı. O da yıllardır içtiği sigaranın hesabını küçük kardeşi gibi akciğer kanserine yakalanarak ödedi. Hastalığını öğrendikten iki ay sonra 17 Ağustos 1999 depreminin sabahında, 56 yaşındayken kardeşlerinin yanına göçtü. "Yaman'ı hastanede beklerken yanımda Duygu Ankara, Yurdun abim, Nur Sürer ve Meral (Okay) vardı. O zaman hiçbirimiz kanser olabileceğimizi aklımızdan geçirmezdik. Ama kısa bir süre sonra Duygu Ankara pankreas kanserinden, Yurdun abim akciğer kanserinden hayatını kaybetti. Ben de meme kanserine yakalandım" diyen İnci Okay, kardeşlerinin ve kendisinin yapı olarak çok hassas, çok çabuk üzülen, etrafındaki olaylardan, aile sorunlarından çok çabuk etkilenen duyarlı insanlar olduklarını anlatıyor. Abilerinin küçük kardeşleri Yaman'a çok üzüldüklerini, günlerce ağladıklarını da sözlerine ekliyor.
KONTROL YAPTIRIYORDU Annesinin kuzenleri ve büyük ablası meme kanserinden ölen İnci Okay aslında bu illetin genlerinde olduğunu biliyormuş. Bu yüzden de 30 yaşından itibaren sık sık kontrol yaptırmayı ihmal etmemiş. O kontrollerde de doktorlardan göğüslerinde binlerce kist olduğunu ama bunların korkulacak şeyler olmadığını öğrenmiş. Bu dönemde sağ göğsünden dört kere biyopsi için kitle alınmış ama patolojide hepsi temiz çıkmış: "Sonuncusu da patolojiden temiz çıkmıştı. Zaten benim de o sıralarda sergim vardı, onun hazırlığındaydım. Bir ara ameliyat yerinin büyüdüğünü hissettim, doktor da ameliyat yerinin büyüdüğünü ve bağ dokusunun oluştuğunu söyledi. Ben de üstünde durmadım, ama o sertlik büyüdü büyüdü, koltuk altıma da sıçradı. Koltuk altımdaki kitle ağrı yapınca tekrar kontrole gittim. Ultrason çekildi, doktorların yüz ifadesinden kötü bir şey olduğunu sezdim. Hemen o gün ayrıntılı bir ultrason daha çekildi, ertesi gün biyopsi yapıldı. Alınan kitlenin kötü huylu olduğu anlaşıldı."
SERGİMİ GÖREBİLECEK MİYİM? İnci Okay hiçbir zaman 'klasik' bir kanser hastası olmamış. Kemoterapi yapıldığı gün herkes evine gidip yatarken o kalkıp gezmeye, sinemaya gitmiş. Hatta kemoterapi görürken üyesi olduğu Ressamlar Derneği'nin düzenlediği geziyle Paris ve Amsterdam'ı bile gezmiş. Doktorlar "Yaşam tarzını değiştireceksin ve seni üzen hiç kimseyi yanında tutmayacaksın" dediği için 30 yıllık eşinden ayrılmış. Doktorların bir başka isteği ise hiçbir şekilde resim yapmayı bırakmaması olmuş. Yani kolunun şişmesine, zorlanmasına rağmen onu hayata bağlayan resme de ara vermek zorunda kalmamış. Tedavisi sırasında müşteri olarak gittiği Aynalı Meyhane'de tesadüf eseri sahneye çıkmış ve ardından gelen iki yıl boyunca burada şarkı söylemiş. Kanser olduğunu gösteren patoloji sonuçlarını eline aldığında "Oğlumun ve kızımın üniversiteden mezun olduğunu, evlendiklerini göremeyecek miyim?" diye ağlayan, doktoruna "Doktor bey benim sergim var, sergimi görecek miyim?" diye soran İnci Okay, o günün üzerinden geçen 11 yılın ardından bugün hayatına sağlıklı bir şekilde devam ediyor. Sadece o sergisini görmekle kalmadı, bugüne kadar 13 kişisel sergiye imza attı. Çocuklarını da üniversiteden mezun etti. Sırada onların düğününü görmek var.
Eylem Bilgiç
|
|
|
|
|
|
|
|
|