| |
Bu kuleler devrim olur
Dubai sermayesinin 500 milyon dolara dikmeyi düşündüğü kulelerin İstanbul'a yapılması İstanbul'a da, Türkiye'ye de, Türk insanına da yararlıdır. Hatta iddia ediyorum, İstanbul için devrim niteliğinde bir girişimdir.
Bazı arkadaşlar, "Başkan Topbaş daha önce artık kulelerin Kartal bölgesine yapılacağını söylemişti, şimdi ne değişti de, Levent'e kule izni veriliyor" diyorlar. Kartal'a dikilecek kulelerin getirisi ile Levent'e dikilecek kulelerin verimliği eş midir? Başkan Topbaş daha önce "Kartal'a yapılacak" derken, bir yanlışlık yapmışsa, bizim bu yanlışlıkta ısrarımız niye? Gidin sorun bakalım Dubaili'ye Kartal'a kule yapar mı? Yahut siz olsanız oraya kule diker misiniz?
"İstanbul'un altyapısı bu kuleleri taşıyamaz" dendiği zaman da yine mantık hatası yapılıyor. Şimdiye kadar biz uyumuşsak, temel bir altyapı devrimi gerçekleştirememişsek, Türkiye'nin her tarafından İstanbul'a hücum edip, bu şehri bir kaçak binalar cehennemi haline getirmişsek, kabahat kimin, Dubaililer'in mi? Yoksa, şimdiye kadar Maslak ve havalisini milyonlarca dolarlık kulelerle "dönüştürmeye" çalışan büyük sermayenin mi?
Mantıklı olalım: Neden Türkiye deniz taşımacılığında nalları topluyor? Çünkü denizimiz yok değil mi? Denizim yok mu sahiden, yoksa dünyanın en fazla kıyısı olan ülkelerinden birisi miyiz? O halde niye taşımacılıkta nal topluyoruz? Çünkü bizde "ufuk" yok da ondan!
Düşüncemi açık açık söylüyorum: Dubai kuleleri, bir çağdaş kentleşme devrimi başlatacaktır. Hem de mecburen başlatacaktır. Gecekondu ve kaçak yapı cehennemi Çeliktepe'yi mecburen dönüştürecektir. Şişli'yi de dönüştürecektir. Maslak ve çevresindeki ulaşım altyapısını mecburen genişletecek ve büyük ihtimalle bunun için yine Dubai sermayesi harekete geçirilecektir. Adamlarda çuvalla para var. Kuleye 500 milyon dolar döken adam, çevresi için de 500 milyon dolar harcamaya kalkışsa, ne diyeceksiniz? Sen bizim şehrimize karışma, biz böyle "gecekondusal yaşamayı" daha çok seviyoruz mu diyeceksiniz Bir de siluet diye tutturmuyorlar mı en çok buna hasta oluyorum. İstanbul'un silueti dediğiniz şey; gecekondu azmanı Çeliktepe gibi semtler midir? Yoksa, 1950 ve 60'larda oluşmaya başlayan Şişli ve havalisinin, apartmanların üst üsteliği, sokaklarının darlığı, insanda boğulma hissi yaratan "hormonlu" halini mi, İstanbul'un dokusu olarak kabul edeceğiz yahut bir gün mutlaka ve mecburen dönüştürecek miyiz?
Birazcık ufuk sahibi iseniz, tahmin etmeniz zor değildir ki, Suriçi, Pera ve Boğaz haricindeki bütün yerleşim sistematiği bir gün mutlaka çağdaş bir şekle dönüşecektir. Ki bu bölgelerin İstanbul'un tarihi ile de hiçbir alakası yoktur. İstanbul bu kuleleri bal gibi kaldırır. Teklif edin bakalım Dubaililer'e, aynı kuleleri İzmir'e yapmayı akıllarından bile geçirirler miydi? Türkiye'nin Avrupa vizyonudur ve de İstanbul'un "tılsımı"dır adamları buraya çeken şey..
Ama açık açık, biz Arap sermayesinden kıl kapıyoruz derseniz belki daha dürüst davranmış olursunuz. Türkiye'nin muhteşem geleceği, "Avrupa vizyonunda" ve de camilerinde 5 vakit anadilinden farklı bir dilde ezan okunmasındadır. Bu bizim kültürel ve tarihi değerlerimizden biridir. Yasakçı kafalar yetti bitti artık arkadaşlar!
|