|
|
Siyasi, sosyal fotoğraflar
Geçen hafta sonu TÜYAP 24. İstanbul Kitap Fuarı'nda birbirinden ilginç kitaplara rastladım. Literatür Yayıncılık, bir belgesel fotoğraf çalışması ve iyi bir tarih öğretisi özelliklerini bir araya getiren önemli bir çalışmayı yayımladı. Bugünü anlamak ve yarını yaşamak için dünden öğreneceğimiz çok şey var. "Fotoğraflarla 20. Yüzyılın Sosyal Tarihi" önemli bir kısmını birlikte yaşadığımız bir yüzyılın hikayesini onar yıllık dönemler halinde belgeliyor. 20. yüzyıl, büyük altüst oluşların, devrimlerin, savaşların, acı ve trajedilerin, zafer ve mutlulukların, umut ve hüsranların, siyasi, sosyal ve kültürel atılımların, sanat, bilim ve teknolojide yeniliklerin yüzyılı oldu. Demokrasinin, müziğin, sporun, modanın, iletişimin kitleselleştiği bir yüzyıl. Önemli kişiliklerin, olayların ve her on yıla damgasını vuran trendlerin çarpıcı fotoğrafları ve hikayesi. Ve hepsinden öte sıradan insanlar, gençler, çocuklar ve onların özel tutku, merak, neşe, keyif, hüzün ve sevinçleri... Zamanda zevkli ve ilginç bir yolculuğa çıkmak ve o dönemi yaşamış insanların hislerini paylaşarak bakmak isteyenlere şiddetle önerilir. Ancak bir kameranın yakalayabileceği çılgın ve kederli dünya kareleri. Dünyanın en büyük ajansı Getty Image koleksiyonundan derlenmiş olan "Fotoğraflarla 20. Yüzyılın Sosyal Tarihi" onar yıllık dönemlere göre ayrılmış 10 kitaptan oluşuyor: Her kitap 400 sayfa, her kitapta ortalama 370 fotoğraf. Her resmin hikayesi ve yorumu. Üç dilli; Türkçe, İngilizce, Fransızca. Kitaplardan ilgimi en fazla 1980'li yılları anlatan kitap çekti. 1980'li yıllar oldukça ilgi çekiciydi. Sovyetler Birliği'nde 'glasnost ve perestroyka', Afrika'dan AIDS. Afrika'ya yardım, Çernobil faciası, gelişen çevre duyarlılığı, eşcinsellere özgürlük... Televizyonda izlenen savaşlar devri. TV'de sabun köpüğü diziler ve seri katiller. Bir film senaryosunda olduğu gibi, 20. yüzyılın sonu yaklaştığında dünya iyiden iyiye kritik bir noktaya gelmişti. Zenginle yoksul, iktidarla halk, işgücü ile sermaye arasındaki gerginlik iyice arttı. İşsizlik, milyonlarca insan için geçici bir durum olmaktan çıkıp sosyal bir olgu halini aldı. Demokrasi hükümetlerin temeli değil, aracı olmaya başladı. Komünist rejimde eksik olan kişisel özgürlük, sistemin sunduğu güvenceden daha fazla önem kazandı; glasnost ve perestroyka gündeme geldi.
|