SABAH - 21/10/2005 - Sanal takibin sınırları nereye kadar?

Şu an 21 Ekim 2005 - Cuma tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

	Son Dakika

	Yazarlar

	» Günün İçinden

	Ekonomi

	Gündem

	Siyaset

	Dünya

	Spor

	Hava Durumu

	Sarı Sayfalar

	Ana Sayfa

	Dosyalar

	Teknoloji

	Arşiv

	Etkinlikler

	Günaydın

	Televizyon

	Astroloji

	Magazin

	Sağlık

	Cumartesi

	Aktüel Pazar

	Otomobil

	İşte İnsan

	Sinema

	Turizm Rehberi

	Çizerler

Google Arama

Sanal takipte hukuk boşluğu

Uzmanlara göre internetten gelen sakıncalı görüntünün saklanması suç. Ama polisin bilgisayarda arama yapması özel izin gerektiriyor.

Sanal takibin sınırları nereye kadar?

Bu konuda yasal boşluk olduğunu vurgulayan uzmanlara göre internetten gelen sakıncalı görüntüyü almak değil, saklamak suç. Ama polisin bilgisayarda arama yapması için mutlaka izin alması gerekiyor.

Son günlerde internette dağıtılan pornografik görüntülerle ilgili polisin yürüttüğü operasyonlar sürüyor. Gözaltına alınan 6 kişi tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı ama gözaltı sayısının artacağı konuşuluyor. Hukukçulara "Bu görüntüleri alan herkes suçlu mudur?" diye sorduk. "Tanımadığı birinden ya da bir arkadaşından bilgisayarına gelen görüntüler nedeniyle herkes yargı önüne mi çıkmalı?" Diğer bir soru da "Polis acaba sanal takip yapayım derken, özel hayatın gizliliğini ihlal mi ediyor?" oldu.

HUKUKSAL BOŞLUK VAR
Kültür Üniversitesi Hukuk Fakültesi Ceza Hukuku ve Ceza Muhakemesi Hukuku öğretim görevlisi Profesör Bahri Öztürk, sanal suçun Türk Ceza Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu'nda tanımlandığını ama tamamlayıcı yasa çıkmadığı için uygulama alanı olmadığını söylüyor: "Ceza Kanunu'nun 135. maddesinde 'hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası verilir' deniyor. Hukuka aykırı olarak kaydedilmiş kişisel verilerin aktarılması ise 136. maddede düzenleniyor. Bu maddeye göre kişisel verileri hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi 1 yıldan 4 yıla kadar hapisle cezalandırılır. Aslında bu iki maddenin yürürlükte olduğunu söyleyemeyiz Çünkü hangi kişisel verinin hukuka uygun olduğu ve bunun kayıt ve aktarımının nasıl olacağı tanımlanmıyor. Bu iki maddenin uygulanabimesi için Adalet Bakanlığı'nda üzerinde çalışılan Kişisel Verilerin Korunması Hakkındaki Kanun Tasarısı'nın yasalaşması lazım. Bu suç nasıl işlenir, nasıl üçüncü kişilere aktarılır, nasıl suç olur hepsi bu tasarıda yazılı."

SİLMEK ŞART!
Öztürk mevcut yasalara göre bir kişinin pornografik görüntüleri almasının suç olmadığını, ama muhafaza etmesinin suç olduğunu söylüyor: "CMK'da bilgisayar suçlarındaki en önemli problem suçun işlendiği yerin ve failin belirlenmesi. İstediğiniz teknolojiyi kullanın, sınır aşan kişisel verilerin aktarımı söz konusu olduğunda netice alamazsınız. Bu uluslararası işbirliği gerektirir. Ama tabii kanunda kaydetme, aktarma ve ele geçirmek suç. Kişilerin kendilerine gelen bu görüntüleri hemen silmesi gerekir." Bilgisayar Suçları kitabının yazarı Marmara Üniversitesi Ceza Usulu Anabilim Dalı öğretim üyesi Profesör Yılmaz Yazıcıoğlu ise kimsenin "arkadaşının gönderdiği yasak görüntü" nedeniyle suçlu olamayacağını savunuyor:

KULLANMAK SUÇ OLABİLİR
"İnternetten bir görüntünün gönderilmiş olması sizi suçlu yapmaz. Bunun dayanağı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde yer alan haber verme ve haber alma özgürlüğüdür. Ancak kişilerin özel hayatını ihlal edici veya suç teşkil eden bilgilerin yayılması ayrı bir durumdur. Bu çerçevede görüntünün kişiye gelmesi değil ama bu bilgilerin kullanılması suç teşkil edebilir. Diğer taraftan bilgisayarlara ne şekilde arama yapılacağı CMK 134. maddede tanımlanmıştır. Buna göre mutlaka hakim kararı gerekir."

Semra PELEK / MERKEZ