| |
ANAP'tan ANAVATAN'a uzun ince bir yol
Kimilerine göre ANAP 3 yıl 2 ay 19 gün aradan sonra ilk grup toplantısını yaptı... Kimilerine göre ise ANAVATAN, tarihinin ilk grup toplantısını... Kimileri bu tarihi toplantıyı "Yeniden doğuş", "Canlanış" ya da "Diriliş" diye değerlendirdi, kimileri ise "Yeni bir partinin doğuşu...".
ANAVATAN lideri Erkan Mumcu'nun dün ilk grup toplantısını izlerken, adını anmamaya özen gösterdiği ANAP lideri Mesut Yılmaz'ın 30 Temmuz 2002'deki son grup toplantısında yaptığı konuşmayı anımsadık: "Son 20 yıl, ülkemiz tarihinin en önemli dönemlerinden biridir. Bu dönemde Türkiye'de yapılan işlerin hepsinde ANAP'ın imzası vardır. Bu dönemde yapılan işler, ülkemizin gelecek 50 yılını biçimlendiren önem ve çaptadır. Dolayısıyla ANAP olarak, bir anlamda Türkiye'nin geleceğini inşa ettik." Türkiye'nin 2001 Şubat kriziyle bükülen belini doğrultmaya çalıştığı günlerdi. Siyasette deprem yaşanıyordu: Başbakan Ecevit'in hastalığı, DSP grubunun yarısının istifa edip Yeni Türkiye Partisi'ni kurması, istifaların ANAP'a da sıçraması, AK Parti'nin doğması, Bahçeli'nin 7 Temmuz'da erken seçim çağrısıyla ufukta sandığın görülmesi... Yılmaz veda mesajları da içerenkonuşmasını milletvekillerine "Son görevimizi yerine getirelim, üçüncü AB uyum paketini çıkaralım" çağrısıyla noktalamıştı. Bugüne kadar çıkarılan uyum paketlerinin en kapsamlısı ve en zorlusuydu o . Savaş hali dışında idam cezasını kaldırıyordu, ifade ile toplantı ve gösteri özgürlüklerini genişletiyordu, yeniden yargılama hakkı getiriyordu, farklı dil ve lehçelerde yayın yolunu açıyordu. Daha neler neler... Yılmaz, Bahçeli'yle sıkı bir pazarlık yapmıştı: MHP erken seçime karşılık paketin Meclis'e indirilmesini engellemeyecekti. O grup toplantısının ardından Meclis paketi kabul etti ve seçim kararı alarak dağıldı. İşte o paket sayesinde AB Komisyonu'nun İlerleme Raporu'nda Türkiye'ye geçerli not verildi. Yine o sayede AB'nin 12-13 Aralık 2002 Kopenhag Zirvesi'nde iki yıl sonrası için müzakerelere yeşil ışık kararı çıktı. Hatta kimilerine göre, "Yılmaz seçime gideceğine ANAP-DYP-YTP koalisyonu kursaydı, AB o zirvede müzakereleri açacaktı. Kopenhag'a yeni ve kapalı kutu bir iktidar gittiği için 2 yıl bekleme kararı alındı..."
Mumcu'nun "Merkez"i de farklı Mumcu dün AB sürecine hemen hiç değinmediği konuşmasında kendisinin de sorumluluk üstlendiği o dönemi yok saymayı tercih etti, ANAP ile ANAVATAN arasında tek bağ olarak Özal'ı referans gösterdi . Ancak onun da ANAP'a siyasi yelpazede öngördüğü konumu değiştirerek. Özal, "Çağımızda artık sağ ve sol keskin ayırımları kalmadı, merkez de sürekli yer değiştiriyor" diyerek ANAP'ın "Oynak merkez" de yer aldığını söylüyordu. Mumcu ise ANAVATAN'ı "Milli merkez" e oturttu. Bakalım bu kavramın ya da kovanın içini nasıl doldurabilecek? Hoş partinin logosundaki arı da değişim geçirdiğine ve petek yok olduğuna göre, kovandan söz etmek ne kadar doğru, bilmiyoruz. Ah, bir esinti daha vardı dün Özal'ın birleştirici-barıştırıcı ANAP'ından: Mumcu hem Necip Fazıl Kısakürek'ten dizeler okudu, hem de Nazım Hikmet'ten . "Dışa dönük milliyetçilik" ile "CHP'den daha solda olma"nın sentezi herhalde. ANAVATAN'ın grup kurmasını siyaset ve demokrasi için elbette kazanç görüyoruz. Meclis'e yeni bir ses ve dinamizm gelecek, iktidarın denetimi mekanizması güçlenecek. Kimbilir, belki bir alternatif daha da doğacak. 3 Kasım 2002 seçimlerinde ANAP "Yine, yeni, yeniden" sloganını kullanmıştı. "Yine" oldu, "Yeni" tamam, ya "Yeniden"? O da Mumcu ve ekibine bağlı!
|