Türkiye'nin İran sınavı
"İran, Türk-ABD ilişkilerinde 1 Mart tezkeresi sonrası yeni bir sınav olacak, bunu göreceğiz..." Ardından bir cümle daha: "Ayrıca Suriye konusu da bir başka sınav..." Bu sözlerin sahibi, Washington'da Türkiye'yi en iyi bilenlerden biri olan, eski ABD Dışişleri Bakanı Marc Grossman'a ait. Uzun yıllar Ankara'da ABD Büyükelçisi olarak da görev yapan Grossman, bir süredir Türkiye'de temaslarda bulunuyor. Önceki gün de TOBB Üniversitesi'nde, Ekonomi Politikaları Araştırma Enstitüsü'nün (TEPAV) konuğuydu. Grossman, Türkiye'nin İran ve Suriye "sınavına (testi) " ilişkin sözleri söylerken, bir noktanın altını çizdi: "Son dönemde Washington'daki bazı çevreler buna inanıyor..." Marc Grossman, ardından kendi görüşünü de şöyle ortaya koydu: "Konu ne kadar çok stratejik açıdan ele alınırsa, Türkiye'nin bu sınavı geçmesi de o kadar mümkün olabilecek..." Sözlerin adresi belli: "Türkiye-ABD stratejik ortaklığı..." Zaten, konuşmasının ardından gelen konuya ilişkin bir soruyu yanıtlarken sözlerine açıklık getirdi. Türkiye ile ABD'nin İran'a yönelik uygulanacak politika konusunda daha çok ortak zemin bulabileceklerini söyledi. İran'ın nükleer silaha sahip olmasının bir sınır komşusu olarak Türkiye'nin de yararına olmadığını belirtti. "Türkiye, İran'ın ikna edilmesinde rol oynayabilecek önde gelen ülkelerden biridir" dedi. Ayrıca İran'ın sınırları dışına "terörizm ihraç etmeyen, daha demokratik bir ülke olması konusunda" da Türkiye ve ABD'nin ortak çıkarlara sahip olduğunu kaydetti. Marc Grossman'ın bu sözleri de gösteriyor ki; Washington'un Türkiye'ye yüklemeye çalıştığı İran ve Suriye politikası konusunda iktidar ve muhalefet uzlaşı içinde Çünkü, Clinton yönetiminin Dışişleri Bakan Yardımcısı olan Grossman, muhalefette bulunan Demokrat Parti kökenli.
Rice'nin arayışı Grossman, Türkiye'de bunları söylerken, ABD Dışişleri Bakanı Condoleezza Rice da iki gündür Avrupa ve Rusya'da aynı konu üzerinde uğraşıyor. İran'ın nükleer programının engellenmesi konusunda Fransa'dan destek alan Rice, dün gittiği Moskova'dan destek bulamadı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, İran siyasetlerinde bir değişiklik olmayacağını, "başka platformlara taşınmadan konunun çözülebileceğini" bildirdi. Şurası unutulmamalı; Moskova, ABD'nin Irak operasyonuna da karşı çıkmıştı. Hatta ABD'nin Irak politikasına karşı Paris ile ittifak içinde olmuştu. Ancak İran ve Suriye konusunda ayrıldıkları ortaya çıktı.
Türkiye'nin tavrı Öyle görülüyor ki önümüzdeki dönem İran konusu Türkiye'nin önündeki en önemli mihenk taşlarından biri olacak. Grossman'ın da vurguladığı gibi diğer eşik de Suriye... ABD'nin önde gelen gazetelerinden New York Times'ın dün Washington yetkililerine dayandırarak verdiği, "ABD askerleri, Irak sınırında Suriye askerleriyle bir yıldır çatışıyor" haberi de Suriye ile ilgili sıcak gelişmelerin çok uzak olmadığını gösteriyor. Ancak, Ankara Washington'daki beklentinin aksine, İran ve Suriye konusunda aktif bir rol üstlenme niyetinde değil. "Meşru yöntemler tüketilmeden silaha sarılmamak gerektiğine" inanıyor. Ancak, bir yıl öncesine göre de hem İran, hem de Suriye'ye daha uzak mesafede durmayı da tercih ediyor. Suriye Devlet Başkanı Başar Esad'ın Türkiye'de tatil yapması bahanelerle engellenirken, Dışişleri Bakan Yardımcısı da Başbakan Erdoğan ile görüşemeden ayrılıyor. Bu tavır Washington yönetiminin Türkiye'den beklentilerini kesmeye yeter mi? Grossman'ın sözlerinden yola çıkarak hemen belirtelim; hayır...
|