  |
|
Cumhuriyet Balosu'nda horon...
"BALODA bir kadını dansa kaldırır mısın?.." "Sen, türkü söyleyip horon teper misin?.." Bir Cumhuriyet'in 82 yılının sonunda, gelinen nokta, o Cumhuriyet'in kurulmasından önce tohumları ekilen, Tanzimat'ta filizlenen, balodaki valsle, kemençe eşliğinde tepilen horon ve çığırılan türkü arasında sıkışıp kalıyor... Bir ülkenin Başbakanı ile Ana Muhalefet Partisi'nin gölge Dışişleri Bakanı arasındaki Avrupalılık ve çağdaşlık tartışması gele gele bu noktaya gelip oturdu.. "Sen baloda bir kadını dansa kaldırabilir misin?.." "Ya sen, horon tepip türkü çığırır mısın?.." Bu tartışmanın başrol oyuncuları, Türkiye'nin Avrupa Topluluğu'na giriş müzakerelerini başlatan Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile, Ana Muhalefet Partisi'nin Genel Başkan Yardımcısı, emekli büyükelçi Onur Öymen'dir.. Türkiye'de, Cumhuriyet Halk Partisi, rakibinin ilerici ve çağdaş olamamasını baloda kadınları valse davet etmemesinde görmektedir.. Başbakan da cevap vermektedir: "Sen de türkü söylemesini, horon tepmesini bilmiyorsun..." Hani hep Avrupa diyorlar ya... Valsi, Cumhuriyet Balosu'nu, türküyü, horonu.. Hepsini sindirmeden kimse Avrupalı olamaz.. Hani Avusturyalıların dediği hazmetme kapasitesi var ya.. Türkiye'deki iki cenah .. Hazmetme kapasitelerini karşılıklı artırmazlarsa, ikisi de Avrupalı sayılmaz. Gerçekten Avrupalı olabilmek hazmetme kapasitesini artırmaktan, farklılıkları sindirebilmekten geçiyor..
|