|
 |
 |
 |
 |
'Ersun Yanal, Milli Takım'a erken geldi'
|
|
Denizli, Ersun Yanal-Vestel Manisaspor buluşmasını yeni bir ışık olarak değerlendiriyor ve ekliyor: Ersun zamanından erken Milli Takım'a geldi ve çok yıprandı.
Mustafa Denizli ile söyleşimizin dün yayınlanan bölümünde hakem camiasını, temiz futbol isteğini konuşmuştuk. Bugün ise Ersun Yanal ve Aziz Yıldırım hakkında ne düşündüğünü okuyacaksınız. İran anıları ise cumartesi günkü köşeme kaldı.
* Siz bir dönem Manisaspor'u çalıştırmıştınız. Ersun Yanal transferi için ne düşünüyorsunuz? Çok güzel bir buluşma. Hem Vestel hem de Yanal için. Çok örtüşen bir ikili olduğunu düşünüyorum.
* İyi anlamda mı söylüyorsunuz bunu? Yani siz Manisa takımı için "Beni çok hayal kırıklığına uğrattı" demiştiniz. Sizin için olmayan, Yanal için niye çok iyi olsun? (Gülüyor). İyi oldu. Özellikle Ersun için. Şimdi ışık verecek işler yapabilir.
* Zamanından önce yüksek mevkilere geldiğini mi düşünüyorsunuz? Karar verici insanın kendisidir. Galatasaray bana ilk antrenörlüğe başladığım zaman A takımını önermişti. Ama ben kabul etmedim.
* Neden? Aptal mıyım ben Balçiçek?
* Aptallık mı olurdu? Eh öyle olurdu tabii. Her teknik adamın kendi çalışma alanı içinde başarı alanları vardır. Ben bu ülkenin milli takımının başına 36 yaşında geldim. Bilirim ne demek olduğunu. Ersun pırıl pırıl bir adam. Öyle bir yere geldi ki buluşma çok erken oldu. Bu Ersun'a çok zarar verdi. Belki genel olarak iyi gibi gözükebilir ama uzun vadede faydalı olmaz. Oklar arkadan itmeye başlar seni sonra bir anda sana doğru döner, fark edemezsin bile.
* Ersun Yanal'ın hatası neydi peki? Hatası yoktu. Sadece çok erken geldi. İnsanın hatası olmasına bile gerek olmaz, oklar sana çevrildi mi işin biter. Başarılı olmaya mahkumsundur yoksa iş böyle olur.
* Bir gün hain, bir gün kahraman olmak gibi değil mi? Ben hangisiyim daha ona karar veremedim, düşünsene.
* Futbol teknik adamları öğüten bir sektör. Bir de Fenerbahçe'nin bu anlamda zor olduğu söylenir, doğru mu? Zorluğun ötesinde başka bir olaydır. Camia, sokak, tribün, medyasıyla Fener son derece aktif bir takım. Öyle olunca tabii, çalışma da farklı oluyor.
AZİZ YILDIRIM KARIŞMADI
* Aziz Yıldırım hakkında "Teknik direktörün işine çok karışıyor" deniyor. Doğru mu? Size de karışır mıydı? Bunu söyleyen onunla çalışmamış demektir. Yukarıda Allah var hiçbir zaman işime karışmadı. Her konuda uyum sağladığımı söyleyemem ama futbol konusunda beni her zaman çok serbest bıraktı.
* Spor camiasında bir de başını Hakan Şükür'ün çektiği bir gruplaşmadan söz edilir. Hatta Şükür yaptığımız bir röportajda bana "Sevdiğim insanların ilk 11'de oynamasın isterim, ne var bunda?" demişti. Onun adını doğru koymak lazım. Aynı mentalitede insanlar bir araya gelirse bu gruplaşma olmaz. Gruplaşmanın tehlikelisi bu insanların takımın diğer üyelerini eleştirmeye başlamasıdır. Tabii ki ben de bu tür gruplaşmalarla karşılaştım. Öyle bir durum olduğunda futbolcunun ne kadar iyi olup olmadığına bakmadan kellesini koparacaksın. 10 tane mi, 100 tane mi, istediği kadar gol atsın fark etmez. Gruplaşma yaratan futbolcunun takımda işi yoktur.
|
|
|
|
|
 |
|
 |
|