Mutluluğun resmi
Almanya'yla hazırlık maçı oynuyorduk, ancak Almanya'ya gitme umutlarımızın Kopenhag'ta yeşerip yeşermeyeceğini düşünüyorduk. Olimpiyat Stadı'na gelen çılgın seyircilerin dışında tüm Türkiye, Danimarka-Yunanistan maçına kilitlenmişti. Medya mensupları TürkiyeAlmanya maçının pozisyon tekrarlarını görme ihtiyaçlarını bile televizyondan seyredemiyorlardı. Çünkü stattaki televizyonlarda 'kader maçımız' açıktı. Bedenimiz sahadaydı, ama gözümüz Kopenhag'ta yüreğimiz de Danimarka'dan yanaydı. Almanya'ya karşı millilerimizin yeterli konsantrasyon içinde olamayacağını düşünüyorduk. Ancak fena yanıldık. Milliler, akıllarını ayaklarına taşıyarak oynuyor, sahaya iyi yayılıyor, topu bilerek, görerek kullanıyordu. Almanya, teknik becerimiz karşısında bizi çaresizlikle izliyordu. Hücuma kanatlardan çıkıyorduk. Yıldıray sahanın her yerine basıyor, Halil Altıntop vücudunu akıllı kullanıyor, boş alana attığı deparlarda hız vitesini art arda yükseltiyordu. Selçuk, rakipten çaldığı topları pasa dönüştürürken acele etmiyordu. Sahada bir Tümer vardı ki futbol oynamıyor samba yapıyordu. 30-40 metre mesafeli attığı pasları da mühendis isabetinde tutturuyordu. 1974 ile 2002 arasındaki dünya kupalarında 4 kez final oynayan, 2 kez şampiyon alan Almanya, Türkiye önünde adeta diz çöküyordu. Almanya'da yıldız diye gösterebileceğimiz tek kişi yoktu. Bu Almanya sadece ev sahipliği yapar. İlk yarı Brezilya gibiydik. Halil'le Tümer'le golün kıyısından geçtik ama 25'nci dakikada Tümer'in yan direkten dönen topunu Halil'in takipçilği sayesinde gole çevirdik. Danimarka da Yunanistan'ı boğuyordu. 40. dakikada Gravesen'in kornerinden gelen topu Gravgaard arka direkte gol yapınca önce biz medya mensupları sonra tribünler "Gool" diye havaya fırladık. Kulübe de sevinçten sarmaş dolaş olmuştu. Sadece Fatih Terim duygularını dışarı yansıtmadan heykel gibi duruyordu. İkinci yarı oyuncu değişiklikleri Milli Takımımız'ın dengesini bozdu. Almanlar'a hücum cesareti verdi. Ama Türk futbolu bence çok büyük bir kaleci kazandı. Volkan, Almanlar'ın dışarıdan attığı şutlarda mükemmel yer tutarak ve bir panter çevikliğinde gole izin vermedi. Gecenin bir başka yıldızı da genç yaşına rağmen Nuri'ydi. Almanlar'ın elinden kaçırdığı bu Nuri, kendisinin yetişmesinde büyük payı olan Almanya'ya müthiş bir gol attı. Hem Olimpiyat'ta hem de Danimarka'da mutluluğu yakaladık. Almanya'nın ışıklarını görmeye başladık. Dilerim bu uyumlu, kaliteli yetenekli kadromuz önce Arnavutluk'u geçer sonra da Almanya'da adını altın harflerle yazdırır. Bu güç bizde var.
|