Evrim geçirdik
Kritik maçlar öncesinde yaşanan sakatlıklar bütün takımların belalısı. Biz Almanya karşısında kendimizi 'tartarken' Yunanistan ile Danimarka, grup ikinciliği için var olma savaşını eksiklerine rağmen veriyorlardı. Olimpiyat Stadı'nın basın tribünündeki masalarda televizyonlar var. Aşağıda 22 oyuncu ter döküyor ama biz gözümüzü televizyona dikmiş, içimizden "Danimarka" diye tempo tutuyoruz. Tabii Alman meslektaşlarımız bu merakımızı ilgiyle karşıladılar. Birbirlerini dürtüp, bizi gösteriyor; "Helal olsun Türklere. Futbolu ne kadar çok seviyorlar. Hiçbir maçı kaçırmıyorlar" geyiği yapıyorlar. Arnavutluk virajı öncesinde, Fatih hocanın iyi bir test sürüşüne ihtiyacı vardı. Yeni oyuncularını (Halil Altıntop, Nihat Kahveci ve hatta Hüseyin Cimşir) ilk defa bir arada görme fırsatını kullandı. Öyle bir maç yönetti ki, elinde taktik tahtası, yardımcılarında hesap makinası. Biri Kopenhag'dan haberler veriyor, öteki sonuçları çarpıp, bölüyor. Siz sahada kazanıyorsunuz belki ama, aslında kaybediyor da olabilirsiniz. Bir 90 dakikada iki maç yaşadık. Hep birlikte bukalemun olup, göz - kulak ne bulduysak bütün uzuvları kullandık. Sahada Almanya'yı yenmeye kalkıp devrim yapıyoruz ama tribünlerde evrim geçirip dörde bölünüyoruz! Gerçekte böylesine kolektif çalışmayı grup maçlarının başından itibaren yapsaydık ne olurdu sanki. Evrimi Ukraynalılar geçirecek, Danimarka ile Yunanistan yine birbirini yiyecekti. Bütün bu heyecanın arasında Tümer'in şovunu gözden kaçırmadık. Beşiktaş'ın yedeği yine Milli Takım'ın dümenine geçmişti. Klinsmann'ın 'en uzun Almanları' arasında bizimkiler fırıl fırıl dönüyor, direklerden dönüyor, ara toplarla meşhur Kahn'a ziyaretlerde bulunuyordu. Belli ki bir 'şut' emri gelmiş. Her kaleyi tutan topta heyecan yaptık. İkinci yarıda Fatih hoca 4-2-3-1'i değiştirdi. Tümer ve Nihat'ı öne çekerek, Yıldıray ile Halil'i 'nazardan' sakladı, Klasik 4-4-2 ile oynamaya başlayınca tempo düşürüp, heyecanı televizyondan tatmaya karar verdik. Keyifli bir akşamdı. Ancak 'dertsiz' Almanlar bu takım üstünde epey düşünmeli. Ballack'dan başka umutları kalmamış.
|