Ramazan ayı ve Kur'ân (2)
2. "Ki Kur'ân o ayda indirilmiştir." "Ramazan ayı" ifadesine yukarıda verdiğimiz manalarla, Kur'an'ın o ayda indirilmesi arasında derinden bir ilişki vardır. Bu ilişkiyi oruçla Kur'an arasında kurmamız da mümkündür. Şehr kelimesiyle manalandırdığımızda orucun, insanın Allah katında şöhretini artırdığını söylemiştik. Ramazan ayında inen Kur'an'da insana şeref getirmektedir (Enbiya 21/10, Zuhruf 43/44). "Ramazan" kelimesinin bir anlamı da güzün yağan yağmurdur. Kur'ân'ın rahmet olduğunu (İsra 17/82) düşünürsek, mana benzerliği ortaya çıkacaktır. Yağmurun tabiattaki işlevi ne ise, Kur'an ve orucun da insan ruhundaki işlevi odur. Hz. Peygamber, Ramazan'ın Allah'ın isimlerinden biri olduğunu ifade buyurmuştur (Buhari, İman, 28). Bu durumda şehru ramazan ifadesi şehrullah "Allah'ın ayı" manasına gelir. Böylece "Allah'ın kitabı" ifadesiyle, "Allah'ın ayı" bir araya gelmektedir. Demek ki Ramazan ayı, Allah'ın kitabının indiği aydır. Diğer taraftan, Kur'ân'ın Kadir gecesinde indiği ve Kadir gecesinin de Ramazan ayı içinde olduğu dikkate alınırsa aralarındaki ilişki daha net bir şekilde anlaşılır. Kur'an'ın Kadir gecesinde inmeye başladığını ve 23 yılda tamamlandığını dikkate alırsak, Kur'ân'ın Kadir gecesini diğer günlere taşıdığını söyleyebiliriz. Böylece Kur'ân'ı ihya eden, onu anlayan ve hayata geçiren insanlar diğer gün ve geceleri de Kadir gecesine çevirmiş olmaktadırlar. Kadir gecesi, kainatın yaratılışından itibaren var olan bir gecedir. Varlığın yaratılış kanununun o gecede belirlenmiş olması, aslında bütün zaman ve varlıkları kapsadığı anlamına gelir. Onun bu mahiyeti, Kur'an'a intikal etmiş ve Kur'ân'ın evrenselliğini meydana getirmiştir. Kur'ân'ın Allah'ın kanun kitabı olduğunu dikkate alır, kadr kelimesinin de aynı manayı taşıdığını düşünürsek, benzerlik ortaya çıkar. "Muhakkak biz Kur'ân'ı Kadir gecesi indirdik" (Kadir 97/1); "Kesinlikle biz Kur'ân'ı, mübarek bir gecede indirdik" (Dühan 44/3) Bakara 185. ile bir araya getirirsek, "Kur'ân Ramazan ayında indirildi" ifadesiyle de aynı şeyin beyan edildiği anlaşılmış olur. Böylece, Ramazan ayı, Kadir gecesi ve Kur'ân bir araya gelmiş, birbirine şeref vermişlerdir. Kur'an'ın ne olduğunu ve görevlerini tefsirin giriş kısmında açıkladığımızdan burada tekrar etmiyoruz. Bakara 185'te, Kur'ân'ın hüd "rehber" olma niteliği zikredilmektedir. Aynı ayette geçen beyyinat kelimesi, açıklamak, açıklayıcı olmak, gerçeği açıkça ortaya koymak, konuşmak ve düşünmek, ayırmak manalarına gelmektedir. 3. "Öyle ise, sizden Ramazan ayına ulaşanlar, onda oruç tutsun." Bu kısmında yer alan şehide ve şehr kelimeleri, bir araya gelmekle farklı manalar kazanmaktadırlar. Elmalılı Hamdi Yazır bu manaları şöyle sıralamaktadır: "Her kim hilali görürse oruç tutsun; her hangi biriniz hilali görürse hepiniz oruç tutun" (Yazır, age, I, 534). Elmalılı, şehide kelimesine, "görmek" manasını vermiştir. Bir şeye şolmak onu görmek demektir. Bazıları da şehide kelimesine "ulaşmak, ermek" manasını vermektedir. Bize göre şehide kelimesi "ulaşmak, ermek" manasına gelir. "Hilali görmek" manasına alınırsa, o zaman çıplak gözle görmeye dikkat çekilmiş olur. Arabistan gibi ülkelerde, hilali çıplak gözle görmek mümkün olmakla birlikte, mümkün olmadığı zamanlar da olabilir. Hz. Peygamber buluttan dolayı ayın görülememesi ihtimalini dikkate alarak, Şaban ayının otuza tamamlanmasını (Ebu Davud Savm, 7; Nesai Sıyam 147) emretmektedir. Hilali çıplak gözle görmenin mümkün olmadığı ülkelerde Ramazan ayının başlangıcı nasıl tesbit edilecektir? Teknolojinin ilkel olduğu dönemlerde nasıl hareket edileceği Hz. Peygamber tarafından bildirilmiştir; ki buna göre Şaban ayı otuza tamamlanır, hilal görünmese bile oruca başlanabilir. Teknolojinin gelişmiş olduğu günümüzde, hilalin ne zaman görüleceği kesin olarak tesbit edilebilmektedir. Güneş ve ayın tutulma anlarını bile çok önceden tesbit edebilen bu teknoloji, artık çıplak gözün yerini almalıdır. Böylece, devamlı bulutla kaplı olan ülkeler, teknolojinin imkanlarından yararlanarak, Ramazan ayının başlangıcını tesbit edebilirler. Bundan çıkan sonuç şudur: Astronomi bilimindeki gelişmelere teslim olmak, teknolojinin ürünlerinden istifade etmek ve onları ibadet vakitlerini belirlemekte kullanmak gerekir. Hilalin tesbitinde, farklı sonuçlara varılması nedeniyle oruç ve bayram hususunda toplumda ortaya çıkan tefrika, müslüman dünyanın, çözmesi gereken acil bir problemdir. Ramazanın başlangıcı hususunda bile ittifak edememek ve bu konuda tefrika yaratmak orucun sevabını alıp götürecektir. Hz. Peygamber'in ifadelerinden, Ramazan ayının tesbiti için farklı metodların denenebileceği anlaşılmaktadır. Yüce Allah Bakara 187. ayette şöyle buyurmaktadır: "Sabahın beyaz ipliği siyah ipliğinden ayırt edilinceye kadar yiyin, için, sonra akşama kadar orucu tamamlayın." Bundan anlıyoruz ki akşam iftar ederken dışarıdaki gün ışığı ne kadarsa sabahleyin sahurda da aynı duruma kadar yenilebilir. Burada diyebiliriz ki ramazan ayının belirlenmesi ay ölçeğine göre, günlük orucun belirlenmesi ise güneş ölçeğine göredir.
|