|
|
İtalya modeli şart
Kaliteli yabancı oyuncuya ne kadar karşı değilim. Futbolumuza katkıda bulunacak çağdaş, çalışkan ve kaliteli teknik adamların da Türkiye'de çalışmasından yanayım. Son yıllarda yabancı teknik adam sayısı azaldı. Bunu Türk hocasının yükselen başarısı olarak gördüm. Ama şimdi bu başarının hızla eridiğine tanık oluyorum. Yabancı teknik adam sayısının azalmasının yerli isimler arasında bir rahatlama yarattığını; rekabet, kendini yenileme, geliştirme duygularını körelttiğini görüyorum. Süper Lig'de 8 haftayı geride bırakırken 9 kulübün hocalarıyla yollarını ayırmasını hayretle karşılıyorum. Bir kulüpte defalarca çalışmış ama "Keçi boynuzu tadı veren" başarılarla ayakta kalmış isimlerin yine ortaya "Kurtarıcı" gibi çıkmalarını hayretle karşılıyorum. Suçlu hocalar mı, yoksa kulüp yöneticileri mi? Bana göre gerçek suçlu vizyonu tükenmiş, misyonu bitmiş, adamını bulan ve hatırla işbaşına gelen ama futbolumuza katkıda bulunmayan isimlere çalışma kapısını açan Futbol Federasyonu'dur. Ben her teknik adamın bir karnesinin olmasından yanayım. Örneğin İtalya'da ismi, kartviziti ne olursa, "Bir teknik adam yılda sadece bir kulüp çalıştırabilir" ilkesinin ve uygulamasının Türkiye'de de yürürlüğe sokulmasından yanayım. Türkiye'de ne yazık ki teknik adamların "Neler yapabilir. Çapı nedir. Futbola katkı sağlayabilir mi?" gibi bir başarı karnesinin olmaması 8 haftada 9 kurban yaşanmasını da kaçınılmaz kılıyor. Kulüp yönetimlerinin kafaca yeterli bilgi ve birikime sahip olamamaları "Ucuza hoca çalıştırma" uğraşları çağdaş isimlerin önlerini tıkıyor. Türkiye'de teknik adamlık koltuklarında "Ne yaptıkları ve kapasiteleri belli olmasına" rağmen hep aynı isimler oturuyor. Görev alışverişi de kısır bir döngü içinde sürüyor. Federasyon bu kıyımın yaşanmaması adına İtalya modelini başlatmalı. İtalya modeli, teknik adamlığı meslek edinen kişileri "Kendilerini yenileme ve geliştirme" adına rekabete sokar. Başarılı olan eleğin üstünde kalır, başaramayan "Ben nerede hata yaptım?" diye kendini sorgular. Bu sistemle "Torpilli ve nöbetçi" antrenörlerle çağdaşlığı yakalamamız, futbol olarak Avrupa düzeyine ulaşmamız hayal olur... Yabancı hocalar yeniden Türkiye'de cirit atmaya başlar.
|