kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
  » Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Filiz Akin @ SABAH
 

Herkesin okulu özeldir

Ankara Koleji hazırlık bölümüne başladığım sene o kadar küçüktüm ki; 'alo' lakaplı bahçıvanımız her ilkokul zili çaldığında iç içe olan ortaokul bahçesinden ilkokul bölümünü işaret edip "Haydi bakalım marş marş okuluna" diye öbür tarafa yollamaya çalışırdı. Annem Afyon'da hastalanan bir öğretmenin yerine vekalet ederken ne yapıp ne edip normalden iki sene önce kendimi okula yazdırmıştım. Saçları önden kahküllü, arkadan erkek çocuk gibi kesilmiş minik, şaşkın, sarışın bir çocuk... Hemen bana civ civ lakabını taktılar. Türk Eğitim Derneği'nin Ankara Sheraton Oteli kokteylinde Başkan Sayın Selçuk Pehlivanlı beni "Ankara Koleji'ne ve Eğitim Derneği'ne en bağlı olan kişi galiba. İstanbul'dan özellikle burada olmak için geldi" derken o günleri düşünüyordum. Elbette öyle olacak, okulun ve derneğin hayatımdaki yeri o kadar önemli ki! (Bunu size başka bir yazıda; derneğimizin bugün ulaştığı 65 bin çocuğa sağladığı kalınacak yer ve harçlığı bile kapsayan hizmeti çok daha ileri rakamlara götürmek için başlatacağımız büyük bir kampanya aşamasında anlatacağım.) Okulunu sonradan seven (çünkü o sıralarda en güzel gün cumartesi, en kötü gün pazartesi olduğu için ne güzel şeyler yaşadığını, hayatına olan katkısını sonra anlar insan) kişilere şöyle seslenmek isterdim: Lütfen kopup, uzaklaşıp, unutmayın! Ülkemizin geleceği için hepimizin heyecanlanması lazım. Siz de Batı'daki örnekleri gibi en azından kendi isminizi taşıyan bir laboratuvar bir kütüphane yaptırarak veya çocuk okutarak geri dönün okulunuza. Lütfen bu sorumluluğu duyun, bu zevki tadın. İnanın işteki bir başarınız, bir kazancınız kadar, belki de daha da zevkli...

TAKLİT
Okulda en bilinen özelliğimdi. Bazı öğretmenlerin taklitlerini çok iyi yapardım. Gözlemle o insanın vücut dilini, tekrarlarını, tiklerini kaparsınız. Empatiyle de o insanın yerine kendinizi koyup sesini ve üslubunu düşününce, benzerlik yakalanabiliyor bir ölçüde. Sanki taklit yaptığım kısa sürede, ben şahsen o insan gibi hiss ederdim. Ders aralarında kolumdan çekiştirile çekiştirile sınıftan sınıfa çağrılıp sevgi gösterileri yapılması en zevk aldığım şeydi. En büyük korkum da bunu bir espri (talebelerin tabiriyle) bir gır gır arayışı olarak görmeyip iftihar talebelerinden olmama rağmen hocaların bana takmalarıydı.

BOĞAZ'DA TEHLİKE
Çok ilgisiz bir şey ama bunları yazarken arada bir Boğaz manzarasına takılıyor gözlerim ve orada geçen çok yüklü kocaman tankerlere inanamıyorum. Empati dedim ya o güzelim Boğaz sularını yırta yırta geçen o tonlarca ağırlık sanki benim bağrımdan geçiyormuş gibi kaldırabileceğimin çok üstünde bir ağırlığın verdiği bir acı ve evet yırtılma hissi duyuyorum. Üstelik kaptanları uyuyor mu nedir? Zamanında doğru manevraları yapmayanlar acı acı düdük çalıp hep kıyılarımıza çarpma tehlikesini son dakikada kıvırtarak kalplerimizi hoplatıyor. Bazen çarpıyorlar da... Neler olabilir, konuşmak bile istemiyor insan. Herhalde anlaşmalardan dolayı kaçınılmaz bir şey ama İstanbul'a Boğaz'a bu haksızlık, bu tehlikeli böyle mi kalacak?

SAĞLIK KAMPANYASI
Sağlık Bakanlığı ile yurt çapında kanser ve kadın hastalıklarını önlemek için bir kampanya hazırlığı içindeyiz. Medyadaki 'zakkum kansere iyi geliyor' haberlerinden sonra tıbbi tedavilerini bırakıp ölen hastalardan bahsetti profesörler. Bitkisel olan her şey masum ve zararsız diye düşünmeyin. En zararsız sandığımız bazılarının kullanımı bile zehir etkisi yapabilir hatta ölümcül olabilir. Son zamanlarda Duygu Asena'nın kullandığı iddiasıyla Rusya'dan getirilen mumya diye bilinen bir maddeden bahsediliyor. İstediği kadar doğal olsun, istediği kadar birilerine iyi gelsin doktorunuza sormadan hiçbir şeyi denemeyin başkasının değil ama sizin veya sevdiğinizin sonu olabilir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Toplumlar da kanser olur   / 01-10-2005
 Hayat ve yorum   / 24-09-2005
 Çocuklarımız için   / 17-09-2005
 Otlar başrolde   / 10-09-2005
 Dünya projektörü   / 03-09-2005
 Dolunay   / 27-08-2005
 Başka dünyalar ve bizim köy   / 20-08-2005
 Mini tur mavi   / 13-08-2005
 Hayat ve misafirlik   / 06-08-2005
 Neden beğeniyoruz?   / 30-07-2005
    Cumartesi Yazarlar
  » Güncel
    Yaşama Dair
    Sinema
    Gurme
BALÇİÇEK PAMİR
Yalan söylüyorum, alınma
Derin bir nefes alıp bir süre...
ALİ POYRAZOĞLU
Tiyatro mucizesi...
Her sabah oturup sorarım kendime "ne...
FİLİZ AKIN
Herkesin okulu özeldir
Ankara Koleji hazırlık bölümüne...
SUNAY AKIN
Adımızdan da önce
Birisi karşınıza çıkar da, "Atın kim?"...
AYŞE BRAV
Namus abideleri
Erkeklerin kadınları aldattığı hikayeler...
PROF. DR. BENGİ SEMERCİ
İğneden korkulur mu?
"Yaramazlık yaparsan sana iğne...
Kebap deyince akan sular duruyor
Gazeteci-yazar Hıncal Uluç tam bir kebap tutkunu. Kebaba düşkünlüğü, eti ancak...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.