Anelka'nın eli, Özerten'in dili
Ne olduysa geçtiğimiz Cumartesi gecesi Konya'da oldu. Anelka'nın elkolfaul karışımı golü bilinen eski senaryoları tekrar gündeme taşıdı. Fenerbahçe dışındaki büyükler adeta "Hah işte yakaladık" dercesine birleşip, bütün bu olayların ve hakem hatalarının sorumlusu Fenerbahçe'ymiş gibi göstermeye çalıştılar. Hafta sonundaki maçlardaki pankart ve üzerinde yazan, "El değmemiş temiz bir lig istiyoruz" söylemi aslında çok masum ve centilmenlik haykırışı gibi görünüyor. Ama kazın ayağı hiç de öyle değil. Bu tablo beni 90'lı yılların sonuna götürüyor. Hani şu Galatasaray'ın Türkiye'de ve Avrupa'da önlenemez yükselişinin oluştuğu yıllara. O dönemde de herkes bağırıyordu. "Hakemler Galatasaray'ı şampiyon yapıyor. Hakemler Fatih Terim'den korkuyor. Hagi hakemleri sahada itip kakıyor; maçı beraber yönetiyorlar." Bu suçlamalar ve beraberinde gelen Suadiye-Caddebostan yürüyüşleri daha hafızalarımızdan silinmedi. Eğer şu anda hakem hatalarının nedeni Fenerbahçe ve Aziz Yıldırım ise -ki değil- o yıllarda da Galatasaray, hakemleri kullanıp mı şampiyon oldu? Ama bütün bu tablo Cumartesi gecesi Konya'da yaşanan hakem felaketini unutturamaz.
PATLICANIN FAYDALARI Pazartesi gecesi atv'de yayınlanan Santra programına bağlanan Ufuk Özerten kalbimi kırdı. Hatta hayallerimi yıktı. 20 yıllık dostum bana laf ebeliği yapıyor. "14 Ağustos'tan beri yani 1.5 aydır hiçbir Süper Lig maçı yönetmemiş Özgüç Türkalp'i böylesine bir maça nasıl verirsin?" diye soruyorum. Bana patlıcanın faydalarından bahsediyor. Yok efendim bu arada bu hakem 4. hakemlik yapmış. Turgutlu ve Mardinspor'un maçlarını yönetmiş. Hakemlikten gelmesek bu lafları yiyeceğiz. Ama 20 küsür yıl hakemlik yapınca "Bunları benim külahıma anlatın" diyesim geliyor.
GERÇEK PATRON SARVAN Ortada bir gerçek var. Sezonun ikinci haftasında Beşiktaş-Denizli maçını yönetmiş ve 8 almış Özgüç Türkalp'e 1.5 ay hiçbir Süper Lig maçında görev vermeyip, arkasından da Konyaspor-Fenerbahçe gibi oldukça zor bir karşılaşmaya atarsan, bunun adı yanlış strateji ve kötü bir hakem tayin politikasıdır. Eğer bu politikanın doğru olduğunu savunursanız, ya siz bu işi bilmiyorsunuzdur ya da ben bilmiyorumdur. Ama Özgüç Türkalp, işi kimin bilip bilmediğini Cumartesi Konya'da gösteriverdi. Aslında bir gerçek var ki Türk hakemliğinin patronu Ufuk Özerten değildir. Daha doğrusu değilmiş. Gerçek patron şu anda hiç ortada görünmeyen, aysbergin görünmeyen kısımlarında dolaşan Oğuz Sarvan. Atama Komitesi Başkanı Sarvan'a sormak istiyorum. Ç.Rize-Fenerbahçe maçını çok kötü yönetip iki hatalı gol veren ve gözlemcisinden çok kötü not alan Metin Tokat'a 1-2 hafta sonra niye maç verdiniz? Yine soruyorum. Ankaragücü-Galatasaray maçında Ümit Karan'ın bariz faulünü vermeyip son dakikada Ankaragücü'nü mağlup eden, maç sırasında da Galatasaray'ın üç net penaltısını veremeyen Selçuk Dereli'ye niye birkaç hafta sonra tekrar görev verdiniz?
TELEVİZYON İŞİNİ ÖĞRENDİN Ey Oğuz Sarvan; Özgüç Türkalp'in günahı neydi ki, çok iyi not aldığı halde 45 gün hiçbir Süper Lig maçında görev almayıp Konya'da skandal kararlara imza atmak zorunda kaldı? Ne hakemleri tanıyorsunuz, ne sağlıklı atama yapıyorsunuz. Ama televizyonlara çıktığınızda, Ufuk Özerten gibi, arkadaşlarınızın kalbini kırıyorsunuz. 15 yıllık arkadaşım Ufuk Özerten canlı yayında bana "Bakıyorum da doktorluk ve hakemlikten sonra da televizyon yıldızlığını öğrenmişsin" saygısızlığında bulunuyor. Müsaade et Sevgili Ufuk. 8 yıldır bu işi yapıyorum; öğreneyim. Ama sen de üç ayda televizyonculuk konusunda bayağı bir aşama kaydettin. Attın mı mangalda kül bırakmıyorsun. Konyaspor Başkanı'ndan özür diledin; çok güzel. Peki bundan sonra da hakkı yenen başkanlardan özür dileyecek misin? Hangi hakem hatalarında özür dileyeceksin. Hangilerinde dilemeyeceksin? Mesela penaltısı verilmeyen bir takım maçı kaybederse telefon açmayacak mısın? 3 korner, 1 penaltı yanlış olursa telefon açıp "Başkan kusura bakma" mı diyeceksin? Bu tür davranışlar çağdaş MHK'lerde olmaz. Ama şu bilinsin ki Türk hakemliğini Ufuk Özerten yönetmiyor.
|