|
|
|
|
|
'Otomobil çılgınlığı artık son bulmalı'
|
|
Trafik Güvenliği Vakfı kurucusu Prof. Dr. Hamit Hancı'ya göre İstanbul trafiğini kangrenden kurtarmanın ilk koşulu toplu taşımayı özendiren önlemlerin alınması.
İstanbul'da kangren haline gelen ve İstanbullular'ın en büyük sorunlarından biri olan trafik konusunda uzmanların görüşleri son derece dikkat çekici... Türkiye Trafik Güvenliği Vakfı Kurucusu ve eski başkanı Prof. Dr. İ. Hamit Hancı'nın trafik sorununa çözüm önerisi; otobanlar yerine çok daha düşük maliyetli hızlı tren projelerinin geliştirilip, bir an önce hayata geçirilmesi... Hamit Hancı trafik sorunu ile ilgili şu açıklamaları yapıyor; "Çözüm yolu olarak öncelikle, şu anda toplu taşımayı gerçekleştiren otobüslerin, vapurların trafik organizasyonu içinde verimliliği artırılmalı, otomobil ile şehir merkezine girişin özendirilmemesi için gerekli tedbirler alınmalıdır. Öncelikle 'yaya' ulaşım organizasyonu ve planlamasında ilk ve belirleyici faktör olarak ele alınmalıdır. Yayalara ayrılan yollar ve kaldırımlar, otomobillerden, sandviç büfelerinden arındırılmalıdır. Toplu taşımayı özendirecek öneriler ve organizasyonlar geliştirilmelidir. Aslında kentimizin yolları, park eden araçlardan arındırılmış olsa, ulaşım hızı bugünkünden kat be kat fazla olacaktır. Toplum olarak da, bize gereksiz toplumsal ve ekonomik maliyet getiren şu otomobil çılgınlığından hem kendimizi hem de kentimizi bir an önce kurtarmalıyız." Peki uzmanlar neden otoban yerine demiryolu yapılmasını öneriyorlar? Çünkü otoban yapımında demiryoluna oranla iki kat daha fazla arazi kamulaştırılmaktadır. Bu hem maliyeti arttırmakta hem de verimli tarım arazilerinin kaybına yol açmaktadır. Ayrıca demiryolunun ekonomik ömrü 30 yıl, buna karşın karayolu otobanın ekonomik ömrü 15 yıldır. Otobanda tüketilen enerji demiryollarına oranla 2 ila 5 misli fazladır. Demiryollarında elektrik enerjisi kullanılması olanağı vardır ki, buenerji fuel oil ve benzin gibi enerji türlerine göre daha ucuz, dışa bağımlılığı daha az bir enerji türüdür. Ayrıca çevre kirliliğine yol açmamaktadır. Hızlı trenlerle (ki saatte 300-400 km hız yapanlar mevcuttur) insanlar otobandan çok daha hızlı bir şekilde ulaşım imkanına kavuşacaklardır. Yük taşımacılığının demiryollarına kaydırılması ile karayollarının yükü azalacak, kazalar minimum düzeye inecektir. LPG, benzin tüp gaz gibi patlayıcı maddelerin taşınmasının karayollarından demiryollarına aktarılması ulaşım güvenliğini arttıracaktır. Sonuç olarak benimde trafik sorununun çözümü için bazı konulara değinmem ve kendi önerilerimi söylemem faydalı olacaktır. Ülkemizde trafik konusunda insanlara yeterince iyi eğitim verilmiyor. Trafik cezalarının caydırıcı seviyelerde olmaması, ödenmemiş cezaların belli bir süre sonra sabit kalması cezaların ödenmemesi için bir teşvik unsuru olarak görülmekte
CEZALAR CAYDIRICI OLSUN Karayolarımızda yanlış üst yapı tasarımından ve projelendirmeden kaynaklanan hatalar düzeltilmeli, yolların bakım ve takviye çalışmaları zamanında yapılmalıdır. Denetleyici konumundaki trafik polislerinin yeterli şekilde eğitimleri sağlanmalıdır. Personel sayısı artırılarak denetimler sıklaştırılmalıdır. Sürücü ve yayaların çeşitli yollarla her yaş seviyesinde trafik eğitimi konusunda bilinçlendirilmesi gerekir. Özellikle alkollü araç kullanımına dikkat edilmelidir. Trafik cezalarının caydırıcı nitelikte artırılması gerekir. Toplu taşım araçları özel araç kullanımına alternatif oluşturacak şekilde işletilmeli ve yollarda meydana gelen tıkanıklıklar önlenmelidir. Her yıl büyük miktarda maddi ve manevi zararların meydana geldiği trafik kazaları nedeniyle ülkemizin kaynakları boşa gitmektedir. Bunun için trafik güvenliği konusunda toplum olarak gereken özveriyi göstermemiz gerekmektedir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|