kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    Otomobil
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Teknoloji
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

İki gözüm, iki yüzüm!

3 Ekim'e bir gün kala anlaşılan nedir? "Bir kısım Avrupalının iki yüzlülüğü". Sadece "biz" söylüyor olsak fazla sübjektif olurdu; neyse ki, bir kısım Avrupalının ikiyüzlülüğünü daha sert, daha doğrudan, daha içeriden söyleyen başka bir kısım Avrupalı da var.
Bu "bizden yana" olanların dürtüleri, saikleri ne olabilir:
Askeri, ekonomik, siyasi, askeri faydacılık, muhtemelen. Bir kısmında.
Neden olmasın; Türkiye sevgisi. Az bir kısmında.
Bir de, hukuka, ahlaka, insana, demokrasiye, çok kültürlü, çok sesli olmaya, "öteki"ni de içermeye, ekonomik açıdan güçsüzü, dini, etnik, milli, kültürel bakımdan farklı da kapsamaya dönük bir "ilke".


Onca demokrasi sürecinden... Din savaşları, iç savaşlar, etnik savaşlar, kıta, dünya savaşları, devrimler, karşı devrimler, faşizmler, sosyalizmler, duvarlar, duvar yıkıntıları ardından Avrupa bakiyesindeki "hakiki demokrasi, sahici demokratlık, samimi ve tutarlı ilke ve değerler" özü o sonunculardan ibarettir.
Diğerleri elbette bir takım demokratik, hukuki, ahlaki kuralları kabul eder; ama içleri kıpır kıpır dışlayıcı, dayanışmadan çok kırıcı, yıkıcı, bazen dini, bazen milli bağnaz "oportünistler"dir. Bazen oportünizm, faydacı, fırsatçı kavramı bile hafif kalır; demokratik ilkelere özde inançsız yarı faşolardır.
İster sağdan vuralım, ister soldan... "Sahici demokrat" öz de, özü itibariyle ve genellikle hala "sol"dur.


Orada kırmızı, pembe, yeşil, sert yahut yumuşak, az sosyalist çok piyasacı yahut pek sosyal-demokrat bir "sol"un varlığını, iktidar ihtimallerini besleyen "toplumsal gerçek"in bir temel unsuru da budur zaten.
Alman ya da Fransız, İtalyan ya da İspanyol, her neyse; bir takım insanların, ekonomik, toplumsal, kültürel, küresel adalet, kapsayıcılık, dayanışmacılıktan da beslenen "demokratik ilkeler"i hayatlarının temel direği yapmaları.
İnsanlıklarının, vatandaşlıklarının, dünyayı paylaşmanın, çevreye hassasiyetin, başka kültürlere, ırklara, halklara saygının, güçsüze desteğin, mağdura yakınlığın, haksızlığa öfke ve isyanın, bireysel bağımsızlık ile toplumsal-küresel dayanışmanın omurgasının bu "demokratik kültür" olması.


Böyle zamanlar, kendimizi de bu ilkelerle biraz olsun değerlendirebilme fırsatıdır.
Hayal bu ya!
Türkiye'de, siyaset yapma, devlet yönetme, rejimi koruma, iş hayatını idame ettirme, üniversitede bilim, fikir üretme, dini ve milliyeti idrak ve icra, medyayı işletme, güçsüze sahip çıkma, ötekini dışlamama, kendine özeleştirel bakabilme, tarihini çok boyutlu yorumlayabilme, dayatmalara başkaldırı, başkasının özgürlük ve arzularına saygı, kendi özgürlüğüne titizlenme, elalemin hakkı ve hukukunu kendininki kadar kıymetli görme, para kazanma, rekabet etme, dayanışma kurumlarını koruma, idame ettirme, kültürel çoğulculuktan nasiplenme, eğitimin demokratikleştirilmesi, başka ırkları, halkları aşağılamama, insanların dilini, dinini, şivesini, geçmişini, kökenini alay, baskı, ötekileştirme mevzuu yapmama...
Ekleyin, ekleyin, ekleyin... Hepsi açısından "demokratik kültür" hangi seviyede...
"Hakiki demokrasi, sahici demokratlık, samimi ve tutarlı ilkeler" ne yaygınlıkta, hangi zaviyededir.
Ben AB'ye ve AB sürecine, "ilkesiz, tutarsız, alçak, sahte, menfaatçi, oportünist, dışlamacı, fesat, bağnaz, adaletsiz" bir küresel düzene, Avrupa yapısına ve milli rejime karşı "insani-demokratik ilkeler"in de sınır ötesi kardeşlik yapabilme imkan ve ihtimali olarak bakageldim.
Ne olursa olsun, hala öyle.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Milli de, ne kadar milli?   / 30-09-2005
 Görüşmecim yeşil dolar getirmiş!   / 29-09-2005
 İsim vermeyeyim   / 28-09-2005
 Ne dediler, ne dediler!   / 27-09-2005
 Bir gariplik var...   / 26-09-2005
 Kahvenizi nasıl...   / 25-09-2005
 Ne diyecektim, unuttum!   / 23-09-2005
 Günde 1 dolar   / 22-09-2005
 Tamam mı!   / 21-09-2005
 Otel odasında...   / 20-09-2005
YILMAZ ÖZDİL
Camilerle ördük ana yurdu dört baştan...
Memleketi on...
UMUR TALU
İki gözüm, iki yüzüm!
3 Ekim'e bir gün kala anlaşılan...
FATİH ALTAYLI
Tüzmen'in adamından yanıt
Buffalo Operasyonu'nda ortaya...
ERDAL ŞAFAK
Sezer'in dilinde tüy bitti ama
Cumhurbaşkanı Sezer her...
...Ve nefesler tutuldu
Avrupa Birliği (AB) ile Türkiye arasındaki söz, 31 Temmuz 1959...
Acı bir gelişme yaşanmayacak
Akil Adamlar Komisyonu üyesi AP Liberal Grup Başkanı Bonino,...
AnELka çevirdi
AnELka çevirdi
Konya-F.Bahçe maçına hakem Özgüç Türkalp damga vurdu. İlk yarıyı 2-0...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu