|
|
|
|
|
Acı bir gelişme yaşanmayacak
|
|
Akil Adamlar Komisyonu üyesi AP Liberal Grup Başkanı Bonino, müzakerelerin başlayacağından kuşku duymadığını söyledi.
AB Bağımsız Komisyonu (Akil Adamlar Komisyonu) üyelerinden ve AP Liberal Grup Başkanı, Emma Bonino SABAH'a konuştu. Müzakerelerin yarın başlayacağından kuşku duymadığını, tartışmaların beklenen güzergahlarda geliştiğini söyleyen Bonino AB'nin ayak sürçmesi ve çıkarılmaya çalışılan krizin beklendiğini belirtti ve ekledi: Acı bir gelişme yaşanmayacak... 14-16 Ekim tarihlerinde İstanbul'da biraraya gelecek Bağımsız Komisyonun müzakere sürecindeki rolünü tartışacağını söyleyen Bonino müzakerelerde önyargıların bir kenara bırakılarak, rasyonelliğin ön plana çıkması gerektiğini vurguladı.
* Ekim tarihi öncesinde AB içinde Türkiye'nin tam üyelik müzakereleri ile ilgili başlayan tartışmalar sizi karamsarlığa itiyor mu? Hayır, 3 Ekim'de bir felakete sürükleneceğimizi sanmıyorum. Bir çözüm bulacaklardır. Elbette Almanya'da liderlik kurumunun boş kalması şu an için bir şansızlık. Yine de çözüm metni o kadar olumsuz değil.
GİTMEMEK DOĞRU DEĞİL
* Türkiye'nin 3 Ekim tarihinde Brüksel'e gitmeme ihtimalini nasıl değerlendiriyorsunuz? Türkiye'nin bu temkinli halini anlıyorum ama Brüksel'i boykot ihtimalini anlamıyorum. İnandığım tek şey Türkiye Brüksel'e gitmezse haklı pozisyonundan haksız duruma düşecektir. Elbette metni önceden görmekte yarar var. Dışişleri Bakanı Gül'ün önceden metni görmesi, detaylara göre müzakere enstrümanları üzerinde düşünmesinde yarar var. Ancak Brüksel'e gitmemek iyi bir çözüm değil.
* Müzakerelerin başlayacağından eminsiniz... Hiçbir kuşkum yok, 3 Ekim'de müzakereler başlayacaktır. Ben iyimserim. Devam etmek, ilerlemek gerek diye düşünüyorum. Yeni hiçbirşey yok. Kıbrıs probleminin gündeme geleceğini biliyorduk. Ermeni sorununun gündeme geleceğini biliyorduk. Bunların hepsi tahmin ediliyordu. Yanılmıyorsam Dışişleri Bakanı Gül'ün de dediği gibi Türklerin kendi ayaklarına kurşun sıkmakta üstlerine yok.
RUMLAR YARDIMCI OLMUYOR
* Tam olarak neyi kastediyorsunuz? Böyle bir dönemde bir yazara dava açılması (Orhan Pamuk), Ermeni konferansına karşı gösterilen tepkiler gibi...
* Ermeni konferansıolumsuz bir etki bıraktı mı? Kesinlikle hayır. Bence Ermeni konferansının yapılması çok iyi oldu. Türkiye'de bir tabu yıkıldı. Özgür tartışmaya karşı direniş kırıldı. Bu olumlu bir gelişme. Avrupa'nın da görmesi gereken bu olumlu adımın atılmış olduğudur.
* Kıbrıs'ı Türkiye'nin üyelik müzakerelerinde kriter haline getirmeye çalışanlar karşısında tavrınız nedir? Bizlerden birinin (Avrupalı politikacılar) artık açık bir biçimde konuşması gerekiyor. Bunu yapmamakla Rum dostlarımıza da kötülük ediyoruz. Rumlara da birilerinin gerçeği söylemesi gerekir. Bu problemin çözümünde Rumlara ve Türklere ortak sorumluluk düşüyor. Bu sorumluluk sadece Türkler'in değildir. Kıbrıslı Rumlar'ın tavrı çözüme yardım etmiyor. Benim kuvvetle inandığım nokta müzakereler başlayınca bu düğümünün çözüleceği.
AB'DE TÜRKİYE KARŞITLIĞI YOK
* Yeşillerin lideri Cohn-Bendit'in dediği gibi şu anda Avrupa'da Türklere karşı, ırkçı bir tavrın gelişmekte olduğunu düşünüyor musunuz? Türk karşıtı bir tavır olduğunu sanmıyorum. Ancak müslüman karşıtı tavır şu anda Türkiye'nin AB'ye girişi sözkonusu olduğundan Türkiye üzerinde odaklanmış bulunuyor. Şu anda Türkiye üzerine tartışıyoruz. İslam'ın demokrasi ile uyumsuz olduğunu öne sürenler direniyorlar. Bu görüşü temsil edenler katolik Hırvatistan'ı 70 milyonluk müslüman bir ülkeye tercih ediyor.
* AB Bağımsız Komisyonu neler yapacakt? Komisyon 14-15-16 Ekim'de İstanbul'da toplanıyor. Burada nasıl bir rol oynayacağımızı kararlaştıracağız. Kullanılacak yöntemler ve zamanlamaya kafa yoracağız. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ile görüşmelerimiz olacak. Rasyonel olma ve önyargılardan kurtulma yolunda telkinde bulunacağız. Hem AB, hem Türkiye tartışmalarda rasyonel olma ve önyargıların bırakılması faktörlerini gözönünde tutmalı.
|
|
|
|
|
|
|
|
|