 Erdoğan: AB testten geçiyor
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin hiçbir sıkıntısı, ihtiyacı olmadığını belirterek, ''Çünkü inanıyoruz, güçlüyüz ve ülke olarak yolumuza devam ederiz. Kopenhag Siyasi Kriterleri'nin ismi, Ankara Siyasi Kriterleri olur'' dedi. Erdoğan, ''Avrupalı muhataplarımızın tercihlerini, aklıselimden yana kullanarak, sağduyunun gereğini yaparak en doğru kararı vereceklerine inanıyorum'' diye konuştu. Başbakan Erdoğan, Kızılcahamam Asya Termal Otel'de düzenlenen, AK Parti 5. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılış konuşmasını yaptı.
Konuşmasında,
Türk milletine ve Avrupa'ya seslenen Erdoğan, şunları söyledi:
''Milletimizin geleceğine yönelik hedeflerinin hiçbiri belirlenmiş bir tarihe ya da 3 Ekim tarihine endeksli değildir. AB üyeliği, Türkiye'nin 42 yıldır sürdürdüğü bir maratonun ve 42 yıllık bir hayalin aldığı en üst istasyon, mesafelerden birisidir. Şu anda, bu istasyon değişmemiştir, yarın da değişmeyecektir. 3 Ekim müzakereleri öncesinde ülke olarak, üzerimize düşeni fazlasıyla yaptık. 'Masada bir şey kaldı mı?' sorumuza, 'masanın üzerinde hiçbir şey kalmadı' yanıtını aldık. Biz, bu samimiyet testinden alnımızın akıyla geçtik. Şu anda sıra Avrupa Birliği'nde, şu anda onlar testten geçiyorlar.''
''KARAR NE OLURSA OLSUN...''
Çıkan karar ne olursa olsun, Türkiye'nin kendi kararını vereceğini vurgulayan Erdoğan, şöyle devam etti: ''Ve bu karar asla Türkiye'nin demokrasi yolunda attığı adımları, haklar ve özgürlükler açısından sağlanan uyum yasalarıyla ilgili yapısal reformları sekteye uğratacak, demokrasi ve insan hakları alanında bizi geriye götürecek bir karar olmayacaktır. Çünkü Türkiye, sırtındaki ağırlıklarından kurtulma iradesini, AB üyeliğine giden yolu açmak anlayışıyla değil, öncelikle kendi onurlu, mutlu, müreffeh geleceğini inşa etmek amacıyla göstermiştir. Bu bakımdan AB tarafından alınacak hiçbir karar, bizim ülke olarak yönümüzü, rotamızı değiştirmemiz anlamına gelmeyecektir. Sadece, medeniyetler buluşması hedefimizin yara almasından dolayı biz üzüntü duyarız. AB, demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan çoğulcu değerlere ne kadar sahip çıkacağını, daha da açıkçası kendi bekasını, geleceğini bütün insanlığın önünde test etmektedir aslında. Böyle bir durumda kendini gözden geçirecektir.''
Türkiye'nin kaldığı yerden, bütün dikkati, kararlılığı ve konsantrasyonu ile yoluna devam ettiğini ve edeceğini vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Avrupalı muhataplarımızın tercihlerini, aklıselimden yana kullanarak, sağduyunun gereğini yaparak en doğru kararı vereceklerine inanıyorum, inanmak istiyorum'' dedi.
''AB YA KÜRESEL AKTÖR YA DA HIRİSTİYAN KULÜBÜ OLACAK''
3 Ekim'de ortaya çıkacak tablonun, Türkiye'nin geleceğinden çok AB'nin geleceği için belirleyici olacağını söyleyen Erdoğan, ''AB ya siyasal bir olgunluk göstererek, küresel bir aktör olmaya karar verecek, küresel bir güç olmaya karar verecek ya da ila-nihaye bir Hıristiyan kulübü olmayı içine sindirecektir. Çünkü Türkiye'nin özellikle son 2.5-3 yılda ortaya koyduğu performans, AB üyelik hedefimize karşı olanların bütün düşüncelerini ellerinden almıştır. Önümüze koyacakları ihtimalleri kalmamıştır'' diye konuştu. Kıbrıs örneğinden yola çıkarak, hükümetin izlediği politikanın başarıya ulaştığını ve kimsenin artık Türkiye'ye ve KKTC'ye çözümsüzlük konusunda ''suç'' yüklemediğini kaydeden Erdoğan, ''Bizim hiçbir sıkıntımız yoktur. Bu noktada ihtiyacımız da yoktur. Çünkü inanıyoruz, güçlüyüz ve ülke olarak biz yolumuza devam ederiz. Kopenhag Siyasi Kriterleri'nin ismi, Ankara Siyasi Kriterleri olur ve yolumuza aynen devam ederiz'' dedi.
"HİÇBİR BEŞERİ KUDRET MİLLETİMİZİN YOLUNU KESEMEYECEK"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Hiçbir beşeri kudret, milletimizin yolunu kesemeyecektir. Dolayısıyla hiçbir beşeri kudret, milletimizle aramıza da giremeyecektir'' dedi.
Başbakan Erdoğan, AK Parti'nin millete odaklı bir siyaset modeli uyguladığını söyledi. Toplumu siyasetin önemli bir aktörü haline getirme noktasında mesafeler alındığını kaydeden Erdoğan, AK Parti'nin yolunun milletin yolu olduğunu dile getirdi. Milletin, hükümetten çözüm beklediğini belirten Erdoğan, milletin yolundaki taşların tek tek ayıklanması gerektiğini ifade etti. Erdoğan, ''Hiçbir beşeri kudret, milletimizin yolunu kesemeyecektir. Dolayısıyla hiçbir beşeri kudret, milletimizle aramıza da giremeyecektir'' dedi.
AK Parti'nin halkla aynı istikamette yoluna devam ettiğini ve yaslandığı kuvvetin, milletin temel değerleri olduğunu dile getiren Erdoğan, AK Parti'nin ''iş yaptığını, sloganlarla ve reklam diliyle konuşmadığını'' söyledi.
Türkiye'nin çok önemli bir jeopolitik konumda olduğunu anlatan Erdoğan, yapılan icraatlarla Türkiye'nin özgüvenini yeniden kazandığını söyledi.
''PROVOKASYONDAN NEMALANANLAR...''
''Konjonktüre, günlük hesaplara takılıp kalmayacağız'' diyen Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: ''Demokrasinin zayıf yanlarını daha çok demokrasi ile gidermeye çalışıyoruz. Provokasyondan nemalananlara fırsat vermiyor, özgürlükleri genişletmekten geri durmuyoruz. Biz, bu ülkenin bozulan kalp ritmini normale çevirdik. Durmak üzere olan saatini işler hale getirdik. AK Parti, bu ülkenin değişim ruhunun, gelecek vizyonunun yegane sahibidir. Skoru korumak için değil, daima kazanmak, çok daha iyi oynayarak kazanmak mecburiyetindeyiz. Çünkü, bütün dünya gözlerini dikmiş 2000'li yılların bu en önemli değişim aktörünün çıtayı nereye kadar yükselteceğini, gelişen ve kalkınan Türkiye'nin büyüme istikranın nereye kadar süreceğini gözlüyor.'' Başbakan Erdoğan, bugün millet olarak tarihi bir kavşak noktasında olunduğunu, Türkiye'nin kritik bir imtihandan geçtiğini belirterek, şunları söyledi:
''Bu imtihan, değişim iradesinde, samimiyetimizi sorgulayan bir imtihandır. Ben, bugünün Türkiye'sinde artık değişimden başka bir ihtimal kalmadığına bütün samimiyetimle inanıyorum. Türkiye, siyasi körlüklere, ideolojik duygu sömürücülerine, köhne tutuculuklara yakasını bir daha asla kaptırmayacaktır. Bu millet, sonucunu çok iyi bildiği bu oyuna bir daha asla gelmeyecektir. Bir daha asla paçasını kaptırmayacaktır. Hiç kimse, bu sağlam Türkiye inşasından tek bir tuğla alamayacaktır.''
Türkiye'de, kardeşin kardeşe düşürüldüğü acı tabloların bir daha yaşanmayacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, geleceğin Türkiye'de olduğunu söyledi.
Konuşmasında, Ömer Hayyam'ın, ''Adalet kainatın ruhudur'' sözüne vurgu yapan Erdoğan, adaletin her alanda tesis edilmesi gerektiği üzerinde durdu. Adaleti getirmeyen bir kalkınma anlayışının, hiçbir zaman başarıya ulaşamayacağını vurgulayan Başbakan Erdoğan, iki kavramın bir arada önem taşıdığını söyledi.
''BÜROKRATİK OLİGARŞİ, PRESLERİNE DEVAM EDİYOR''
Türkiye'de özgürlüklerin dört dörtlük durumda olmadığını belirten Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti: ''Biz yürütme ve yasama olarak elimizden geleni yapıyoruz. Ama sadece yasama ve yürütme yok, yargı da var. Yargı ile koordineli olarak çalışılırsa, Türkiye hedeflerine çok daha kolay varacaktır. Sadece yasama, yürütme yargı da değil, Türkiye'de kurumlar da var. Kurumlarla birlikte ne yazık ki, bürokratik oligarşi, hala kendine göre o preslerini yapmaya devam ediyor.
Diyorlar ki, 'kadrolaşma yapıyorlar'. Ama durum böyle değil. Yıllardır yapılmış olan kadrolaşmanın bedelini ödüyoruz. İyi niyetli kaliteli bürokratın her zaman başımızın üstünde yeri vardır. Başarılı bir bürokratı kapıya koymak kadar büyük bir delalet, cehalet ve zafiyet olur mu? Ama, başarısız olan bürokratı o konumda tutmak kadar delalet, cehalet ve zafiyet de olmaz.
Bize düşen, yaraları deşmek değil, iyileştirmektir. Nerede kanayan yara var, devletimizin şefkati oraya uzanacaktır. Bu ülke, bir olmanın, bütün olmanın, kardeş olmanın edebiyatını değil, samimiyetle gereğini yapacaktır.''
''AİLE DOSTU GİBİ...''
Hükümet olarak Ankara'ya mahkum bir siyaset izlemediklerini, Türkiye'nin dört bir yanını ve dünyayı dolaştıklarını ve Türkiye için gece gündüz çalıştıklarını anlatan Erdoğan, ilk görüşmede kendilerine garip garip bakan muhataplarının, ikinci ve üçüncü görüşmelerde ''aile dostu gibi'' yaklaştıklarını söyledi. Erdoğan, ''Yarın muhalefet, 'aile dostu' ifademi alıp kullanacaktır. Fakat onlar, mahallede antrenman yapmaya devam etsinler. Bizim işimiz çok, yolumuza devam edeceğiz'' diye konuştu.
Yurtdışındaki temasları sonucunda, yabancı yatırımcıların Türkiye'ye akın ettiğini belirten Erdoğan, şunları kaydetti: ''Yabancı sermayenin Türkiye'ye gelişinden endişe edenler, Türkiye'nin dünyaya açılmasını istemeyen zihniyetlerdir. Özelleştirmelerde bazı karşı çıkışlar var, efendim 'stratejik' diyorlar. Neye göre stratejik? Stratejinin bana somut bir tanımını ortaya koyabilir misiniz? Böyle anlayış olur mu ya? Neye göre stratejik? Silahtan daha stratejik bir şey olur mu? Ama dünyada bütün silah sanayii tamamen özel sektörün elinde. Bir şeyin stratejik ya da stratejik olmadığını kendi kafamıza göre belirleyemeyiz. Dünyada bulunmuş ortak aklı görmek zorundasınız, ona göre de adım atmak zorundasınız. Bu tür anlayışlar, marjinal grupların yaklaşım tarzıdır. Kendine güvenen insan korkmaz. Ticaretin yüzde 90'ı risktir, bunu göz önünde tutamayan ticarette başarılı olamaz. Siyaset de risktir, hayat da risktir.
Bizler, bugün varız yarın yokuz. Bizler bu ülkede kalıcı olacağımızı hiç bir zaman iddia etmiyoruz. Her şey fanidir, bu makamlar da fanidir. Ama yarınki nesillere neler bırakacağız, bu önemlidir. Yarın soracaklar: 'Bu ülkede taş üstüne taş koydun mu?' Biz koyduk ve koymaya devam edeceğiz.''
''MÜFTERİ, MÜFTERİLİĞİNİ HER ZAMAN YAPACAK...''
Erdoğan, hükümetin attığı adımları eleştirenlere de tepki göstererek, ''Müfteri, müfteriliğini her zaman yapacak. Onun cibilliyetinin gereği o, karakterinin gereği o...'' dedi. Konuşmasında, ekonomideki gelişmelere de değinen Erdoğan, şunları kaydetti: ''Bugün Türk ekonomisi, tarihinde görmediği bir istikrara kavuşmuştur. Bundan sonra kimse olumsuz bir durum beklemesin. Rüzgardan nem kapan, hapşıran ekonomik yapıyı çok şükür, artık geçmişte bıraktık. Artık her tür olumsuz senaryoya karşı hazırlıklarımız var. Beklenmedik her olaya karşı B ve C planlarımız var. Şartlar ne olursa olsun, Türk ekonomisi güven ortamında kararlılıktan, mali disiplinden taviz vermeden yoluna devam edecektir.''
"KİMSE KURU KURUYA YAHUDİ DÜŞMANLIĞI YAPMASIN"
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Kimse kuru kuruya Yahudi düşmanlığı yapmasın. Eğer bunu yapmak, bundan reyting sağlamak istiyorlarsa o zaman bunu Türkiye'nin temel politikası olarak değil, partilerinin temel politikası olarak ilan etsinler'' dedi.
Başbakan Erdoğan Kızılcaham Asya Termal Otel'de düzenlenen AK Parti 5. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nın açılış konuşmasında özelleştirme ile ilgili tartışmalara da değindi.
''Medya bunu da iyi takip etsin. Ancak mutfakta bu kaybedilmesin'' diyen Erdoğan, şöyle konuştu:
''Biz rahatız. Gizli kapaklı satmıyoruz ki. Bütün milletin huzurunda satıyoruz. Şimdi muhalefet partisi çıkmış diyor ki, Ofer'le niye görüşüyorsun? Yahu görüşürüm. Görüştüğümüz Ofer, bu yeri aldı mı veya alabildi mi? Galataport'u, Ofer mi aldı? Onun yanındaki Türk ortaklarını niye söylemiyorsunuz?
Galata rıhtımının yıllık geliri 5 milyon dolardır. Elli yılda 250 milyon dolar eder. İnsaf edin kaça satıldı. 3 milyar doların üzerinde bir rakam söz konusu. Yatırımını da buna kattığınız zaman 4 milyar dolar ediyor.
Kimse kuru kuruya Yahudi düşmanlığı yapmasın. Eğer bunu yapmak, bundan reyting sağlamak istiyorlarsa, o zaman bunu Türkiye'nin temel politikası olarak değil, partilerinin temel politikası olarak ilan etsinler.
Bu ihaleye herkes şartları bilerek katılmıştır. Kimse spekülasyon yapmasın. Açık yapılmıştır, şeffaf yapılmıştır. Biz rahatız, huzurluyuz. Hiçbir yeri kimseye evvel Allah peşkeş çekmedik. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını da kimseye peşkeş çektirmedik. Kendi karanlık geçmişlerini aynaya bakarak bize fatura etmeye çalışmasınlar'' Özelleştirme ihalelerinin hiçbirinde şaibe olmadığını vurgulayan Başbakan Erdoğan, ''Çok daha farklı yaklaşımlar olması halinde bazı şeyleri de biz buralarda çok daha rahat anlatırız. Hangi ihalelere kimler kimlerle girmiş bunları da lütfen takip edin. Medya bunları da lütfen yazsın'' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, konuşmasının ardından, AK Parti'ye katılan Adıyaman Milletvekili Şevket Gürsoy'a parti rozetini taktı. Milletvekili katılım töreninin ardından AK Parti 5. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı basına kapalı olarak devam ediyor. Bu bölümde Başbakan Erdoğan milletvekillerinin hükümet icraatlarına ilişkin sorularını yanıtlıyor, görüş ve önerilerini dinliyor.
|
