| |
|
|
Tren ve vapurlar biyolojik savaş silahı gibi
Mahsustan mı böyle pis pasaklı bırakıyorlar vapurları? Kaldıracaklar söylentisi çıkınca vapursever halkımız kazan kaldırdı, şimdilik arayı soğutmak, pundunu bulunca yok etmek istiyor olmasınlar. Onu, bunu, şunu derken şimdi göreceğiniz gibi beni de "vapur aleyhtarı" yazılar yazmak zorunda bırakıp; meşru zemin mi yaratmak istiyorlar ne dersiniz. Belge diye sunarlar mı bir gün bu yazıyı acaba? "Bak bu da yazmış işte. Vapurlar kötüymüş diyor" derler mi? Neyse ne. Zaten böyle yorumlayacak biri çıkarsa gider ölçerim ben de. Bakalım kaç karışmış alınları öğrenirim.
Üsküdar'a giremem Vapura karşı olur muyum hiç. Hala bile Kalender'in yasını tutarken, "yok edile" fetvasına destek atar mıyım? Üsküdar'a, doğup büyüdüğüm semte sokmazlar beni tallahi. Pisliğe karşıyım pisliğe. Şehir hatları vapurlarının neredeyse çöpten evlere dönmesine karşıyım. O İstanbul süslerinin, Boğaziçi'nin nazlı gelinlerinin paslı, isli, kirli, bakımsız, derbeder ve mikrop yuvası olmasını sindiremiyorum içime o kadar. O muhteşem vapurlar, toplu taşıma araçları olmanın yanında sanki bir de dev yapılı biyolojik savaş silahı haline gelmiş. Gir, bir yere otur, kolun bacağın kapıya, duvara, şuraya buraya sürtünsün, tifo, tifüs, dizanteri, kuşpalazı, boğmaca belkim de veba, karahumma bile kapabilirsin. Eyy ihvanlar. Temizlik imandan gelirdi hani?
|